Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı

   Efendim Pile’ye ulaşım sağlamak için Yiğitler köyünün tarlalarının içerisine yol yapımına giriştik ya; Birleşmiş Milletler cengaver gibi karşımıza çıktı… Oysa yıllardır aynı hattın Güney kısmında kalan ara bölgeye Rum neler yapmadı neler?.. Yolu geçtim, üniversite kampüsünden, açık alan sinemasına varıncaya değin ara bölgede Rum deyim yerindeyse sirtaki oynamış! Hem de meşhur Birleşmiş Milletler’in gözü önünde, Barış Gücü de bunları sadece seyretmiş.. Şimdi aynı BM Barış Gücü Pile’de yaşayan Kıbrıslı Türklerin evlerine ulaşım ile ilgili yaşadığı ıstırabı sona erdirmek için yapılan yolu engellemek için ellerinden geleni yapıyor!. 
   Yıllardır devam eden bir sorun… Cumhurbaşkanı olduğu dönmem Mehmet Ali Talat da, Derviş Eroğlu da Mustafa Akıncı da uğraşmış… Hani şimdi çıkıp konuşanlar var ya “ Diplomasi yolları ile bu sorun aşılmalıydı” diye.. Kardeşim yıllardır her türlüsü denenmiş bu yolun!.
   Ama karşınızda nato kafa, nato mermer misali… O meşhur BM nuh diyor peygamber demiyor..
   O zaman ne yapacaksın?
   Ya gücün varsa o gücünü kullanacaksın ya da vatandaşlarının eziyet çekmesine göz yummaya devam edeceksin… 
   Vaziyet tam da budur!
   BM askerleri kendilerinden geçmiş bir vaziyette Türk topraklarına barikat kuracak, araçlarını koyacak, buna müdahale etti diye polisimiz ve askerimiz ya da devlerimiz suçlu olacak ha!
   Ne akıl!.. 
   Adamlar zaten tam bir tezgah kurmuş! Elinde telefon senin müdahale etmeni bekliyor, zaten kendi alanında olmadığı için müdahale edeceğini de biliyor ya; telefonlar hazır videolar dünyaya dağıtılıyor…
   Bizim de bir grup insanımız bu oyuna kanıp haklı olduğumuz bu davada eleştirilerini BM ya da Rum yönetimine değil, KKTC yönetimine yapıyor…
   Yazık!
   Karşımızda geçmişten hiç ders almayan bir Rum Yönetimi ve Birleşmiş Milletler var maalesef!
   1963’ten 1974’e gelinceye kadar Kıbrıs Türkleri’ni yok etmek için her şeyi yapan Rum ve yine o zaman da tüm yaşananlara seyirci kalan BM değil miydi? Peki Türkiye askeri gücü ile gelip kuvvet kullanmasa ne olacaktı?
   Bir Kıbrıs Türkü kalmayıncaya kadar Rumlar silahlarını konuşturacaktı. 
   O dönem de diplomasi denendi, Rum yönetimi ve BM yine üç maymunu oynadı… Türkiye anayasadan kaynaklı müdahale hakkını kullanınca zulüm bitti, sorun çözüldü… Yani kuvvet gösterip diplomasinin yapmadığını yaptı, iyi ki de yaptı ki bugün biz bu topraklarda yaşıyoruz!
   Ya da çok eskiye gitmeyelim… Rum yönetimi tek yanlı Akdeniz’de sondajlar yaptı.. Diplomasinin her yolu denendi ama durmadılar.. BM de her zamanki gibi seyirciydi… 
   Ne zaman ki Türk donanması Akdeniz’e indi, işler dengelendi! Yine kuvvet gösterilerek diplomasinin aslında gereği yerine getirildi!
   Diplomasiye kulak tıkarsan, kuvvet göstermek meşru bir hal alır.. 
   Zaten dünyada uluslar arası hukuk denen ama her zaman güçlünün hukuku olarak çalışan bir sistem vardır… Güçlüysen haklısın da! Dünyada bu cümleyi doğrulayacak onlarca örnek var ki!
   Şükredelim ki güçlü bir Türkiye var, bize kol kanat geren… 
   Umarım aklı selim galip gelir ve Pile’de yaşayan Kıbrıslı Rumların serbest hareketi gibi burada yaşayan Kıbrıslı Türkler de yapılacak bu yol ile serbest bir şekilde hareket edebilir… Eş, dost akrabalarını evlerinde ağırlayabilir.. Zira Pile halkına yıllardır bu bile çok görüldü!