Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı...

 Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu… Dillerden düşmeyen bir kurum…    Bir devlet tekeli… Verimsiz yapısıyla her zaman gündemde…    Hangi iktidar döneminde olursa olsun, yolsuzlukla, usulsüzlükle, çalışanın maaş ve özlük haklarıyla, sendikasıyla her daim tartışılan bir yapı…    Ne zaman KIB-TEK’i eleştirseniz karşınızda hemen sizi ötekileştirici yorumlarıyla hazırda bulunanlar olur… Bunların tümü de aslında bu kurumdan nemalanan çevrelerin silahşörleridir…    Oysa eleştiriden ders çıkarma noktasında hiçbir adım söz konusu olmamıştır, yine olmayacaktır.. Zaten bundan dolayı da ne kurumun ne de sendikanın arkasında halk desteği olmamıştır!    Siyasilerin istihdam alanı, yöneticilerin ceplerini doldurduğu yapı, çevresine çöreklenen iş adamlarının imzalanan sözleşmeler aracılığıyla milyonlar kazandığı bir organizma, çalışanın - canı pahasına çalışan işçileri dışarı tutarak söylüyorum - yan gel yat, ekstra gelirlerle parayı kap anlayışı ile çalıştığı bir kurum…    İşte KIB-TEK’in fotoğrafı… Aynı küçük bir KKTC devleti gibi...    Liyakatla atamaların görülmediği, büyük usulsüzlük soruşturmalarında henüz bir sonuca varmadığı (Müdür ve şoförün cezası kurumda dönen dolapların en küçük halkasıydı) bir yapı…    Vatandaşlar olarak el mecbur faturalarımıza her ay çok büyük meblağlar ödüyoruz! Ödemezsen elektriksiz kalırsın, alternatifin yok!.. Boğazından kesip ödeyeceksin gerekirse.. Bizim dışımızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti KIB-TEK için her ay milyonlarca TL para ödemek zorunda kalıyor. Yakıtının navlunundan, bozulan jeneratörlerinin tamiratına kadar… Hal böyleyken usulsüz istihdamlar, beceriksiz yöneticiler, verimsiz ama yüklü maaş ile çalışanlar ve sendika başkanının bile kendi kişisel çıkarı için görev yaptığı bir nokta!    İşte sonuç budur.. Ama yöneticisi de, sendikacısı da ne diyor bize; “KIB-TEK halkındır!”.. Hadi canım sende!… KIB-TEK halkın filan değildir, KIB-TEK halkı soyan kurum pozisyonundadır!.. KIB-TEK dönemsel olarak atanan siyasetçinin ve onların atadığı basiretsiz yöneticilerindir, KIB-TEK etrafına çöreklenen arsız iş adamlarınındır, KIB-TEK eşini dostunu istihdam edenlerindir, KIB-TEK çalışanın örgütlü olduğu ve istediği gibi içinde at koşturan EL-SEN’indir.    KIB-TEK halkın değildir, hiçbir zaman da olmamıştır!    Efendim ne diyor Aynı güruh; KIB-TEK özelleşecekmiş da o zaman görecekmişiz!… Daha neyi göreceğiz Allah aşkına! Bundan kötüsü mü olur? Keşke özelleşse… O cesaret siyasetimizde keşke olsa!..    Doğru bir özelleştirme ile KIB-TEK verimli bir yapıya kavuşsa… Kesintisiz elektrik alabileceğimiz bir kurum olsa… Devletin üst bir mekanizma olarak ehil kişilerden oluşturacağı bir Enerji Üst Kurulu ile özelleşmiş bir KIB-TEK’i denetleyebileceği bir yapıya kavuşturulabilse…    Nerde bizde o cesaret, nerede bizde o basiret?    Gerçeği konuşalım, mevcut durum, çalışanın da, yönetenin de, siyasetçinin de işine geliyor! Ne de olsa halk ödüyor, batmış kurumu yüzdürmek için Türkiye uğraşıyor… Siyasetçisi, yöneticisi, çalışanı da bunun üzerinden nemalanıp keyif sürüyor!    El insaf… Yeter artık!
 Fehim Nevzat’ı yolcu ederken..    
KIBRIS Medya Grubu’nda çalıştığım dönem şirketin üst yönetiminde Nevzat çifti vardı..  Gerek Bilge Hanım, gerekse Fehim Bey, saygın kişilikleri, insan ilişkilerindeki başarıları ve kibarlıklarıyla dikkat çeken bir çiftti..    Aynı odada mesai yaparlardı.. Kapılarını çalıp içeri girdiğinizde ilk dikkatinizi çeken nokta güler yüzleri ve nezaketleri olurdu…    Anlaşamadığınız konularda dahi sesini yükseltmeden, gayet medeni ve kibar bir sohbet yaşardınız… Özellikle Fehim Bey biraz daha arabulucu kimliği ile dikkatimi çekmişti.. 6 yıl gibi bir süre çalıştığım kurumda terfi almış ancak bu terfi bir türlü maaş artışına dönüşmemişti..    Sekreterleri sevgili Çiğdem aracılığıyla randevu talep edip görüşmeye gittiğim zaman son konuşmamızı da yapmıştık… Yine nezaket çerçevesinde konuşmuş ve o dönem yollarımızı birbirimizi kırmadan, saygı çerçevesinde ayırmıştık…    Sonra muhtelif yerlerde ayak üstü görüşmelerde her zamanki gibi güler yüzlü bir şekilde ve kibarca selamlaşmış, kısa sohbetler yapmış ve her zaman hilaflarında yapılan konuşmaklarda isimlerinden saygıyla söz edilen bir çiftti Nevzat çifti…    Şimdi Fehim Bey aramızdan ayrıldı, oldukça üzüldüm… Başta Bilge Hanım ve evlatları olmak üzere tüm ailenin başı sağ olsun…