KKTC

Zeki Çeler: Seçim kapıda, TDP’siz hükümet kurulamayacağını görüyoruz

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, Kanal T’de Nazar Erişkin’in hazırlayıp sunduğu “Güne Dair” programında, olası erken seçim, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik tablo, sol partiler arası işbirliği ve Kıbrıs sorunu üzerine değerlendirmelerde bulundu. Çeler, “Biz artık buna ‘geç kalmış seçim’ diyoruz. Yaşanan onca krizden sonra bu seçimin çoktan yapılmış olması gerekirdi” diyerek, erken seçim ihtimalinin güçlendiğini vurguladı.

“Seçim kapıda, Başbakan üzerindeki yükü atmaya çalışıyor”
Çeler, son dönem tutuklama ve gözaltılar ile yapılan açıklamaların, iktidarın genel seçime hazırlık hamleleri olduğunu savundu:
“Başbakan, genel seçime giderken üzerindeki bütün yükü atma çabasında. ‘Zararın neresinden dönersem kârdır’ noktasına geldiğini görüyoruz. O yüzden seçim kapıdadır.”
UBP içindeki gerilimlere ve bütçe görüşmelerine de dikkat çeken Çeler, faiz yükünün 7 milyar seviyesine ulaştığını, ciddi bir ekonomik kriz dönemine girildiğini kaydetti.

“TDP yükselişte, kilit parti konumuna geldik”
TDP’nin sahadan ve yaptıkları bilimsel çalışmalardan aldığı verileri paylaşan Çeler, partinin oy oranında ciddi bir artış olduğunu söyledi:
“TDP’yi ciddi bir alternatif olarak gören geniş bir kesim var. Bu ‘tek başımıza iktidara geliyoruz’ demek değil ama TDP’siz hükümet kurulamayacağının farkındayız.”
Parti olarak yönlendirici anketler değil, toplumun gerçek beklentilerini ölçen çalışmalar yaptıklarını ifade eden Çeler, TDP’nin ideolojisinden vazgeçmeden toplumu daha geniş biçimde kucaklamayı hedeflediğini söyledi.

Solda kavga değil işbirliği: Bu bir at yarışı değil
“Bu bir at yarışı değil, bu bir bahis oyunu değil. Toplumu iyi yönetecek, ya da muhalefetteyse güçlü muhalefet yapacak olanların Meclis’e girmesi gerekir. Solda birbirimizi yıpratma dönemi bitmeli. Biz kavga etmeyeceğiz; bu bile başlı başına bir birlikteliktir.”
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yakalanan “gentleman agreement” atmosferinin topluma umut verdiğini hatırlatan Çeler, TDP’nin bugün de aynı yönde, çatışma yerine ortak aklı önceleyen bir çizgide durduğunu belirtti.

CTP ile ilişki ve olası işbirliği
CTP’nin kurultayı ve Sıla Usar İncirli’nin genel başkan seçilmesiyle ilgili konuşan Çeler, bunun CTP’nin kendi iç tercihi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Bu, CTP üyelerinin partiye nasıl bir yön vereceğiyle ilgili bir karardır. Biz Sayın Sıla Usar İncirli’yi tebrik ettik. ‘Yeni yönetiminizle oturun, her şey rayına otursun; sonra genel seçimlerde tüzel kişiliklerimizi koruyarak bu topluma birlikte nasıl hizmet edebiliriz, konuşalım’ teklifini yaptım.”
Çeler, KKTC’de ittifak sisteminin olmamasının önlerinde yapısal bir engel olduğunu, yine de seçim sonrasında topluma önceden açıklanmış bir ortak hükümet manifestosu etrafında işbirliklerinin mümkün olabileceğini söyledi. Ancak, bir partinin listesi altında seçime girerek tüzel kişiliğin fiilen silinmesinin TDP açısından kabul edilebilir olmadığının altını çizdi.

Ekonomi için “toplumsal seferberlik” ve adil vergi vurgusu
Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik tablonun “ateşten gömlekten öte, lavın içinde yürüme” gerektiren bir dönem olduğunu dile getiren Çeler, TDP’nin ekonomi komitesinde yapılan çalışmalara dikkat çekti:
• Adil vergi sistemi: “Bugüne kadar adil verginin toplanmadığı kesimlerden doğru vergi toplamak zorundayız. Küçük ve orta ölçekli işletmeleri boğmadan, bugüne kadar imtiyazlı davranılmış kesimlere dönük adil bir vergi düzeni kuracağız.”
• Yerel iş gücü ve üretim: “Yerel iş gücünün ekonomiye katkısını biliyoruz. Yabancı iş gücü için ödenen maaşlar bu ülkede kalmıyor. Paranın içeride dönmesini sağlayacak politikalarla hem istihdamı, hem üretimi güçlendireceğiz.”
• Enerji ve girdi maliyetleri: Güneş enerjisine ve gerekirse ara bölgede kurulabilecek ortak bir güneş enerjisi santraline dikkat çeken Çeler, doğru enerji yatırımlarıyla girdi maliyetlerinin düşürülmesinin hayat pahalılığını azaltmada kritik rol oynayacağını belirtti.
Çeler, şeffaflık, liyakat, yolsuzlukla mücadele ve toplumsal seferberlik olmadan hiçbir ekonomik programın başarıya ulaşamayacağını vurguladı:
“Yöneticiler israf yaparken toplumdan kemer sıkmasını isteyemez. Biz şeffaf davranır, adaletsizliğin ve yolsuzluğun üzerine gider, liyakatle atama yaparsak toplum da seferberlik ruhunu sahiplenir.”

TDP’nin “temiz siyaset” iddiası
Çeler, TDP’nin bugüne kadarki pratiğinin, “temiz siyaset” iddiasını somutlaştırdığını belirtti. Eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı’yı örnek göstererek, TDP köklerinden gelen hiçbir ismin hakkında yolsuzluk iddiasının kanıtlanmadığını hatırlattı:
“Hakkımızda çamur atmaya çalışanlara karşı, yargı yoluna gidip kazandığımız davalar var. Bizim alnımız açık. TDP, temiz insanlardan oluşan bir partidir ve bu ülkeyi şeffaf ve hesap verebilir şekilde yönetme cesaretine sahiptir.”
Ayrıca, TDP’nin güçlü bir kadro hazırlığında olduğunu belirten Çeler, “Bir–iki sürpriz isimle birlikte ‘TDP Premier League’ diyeceğiniz bir kadroyu toplumun karşısına çıkaracağız” ifadelerini kullandı. Çeler, parti içinde gölge kabinelerin ve uzman komitelerin çalıştığını, özellikle sağlık alanında TDP’nin güncel, uygulanabilir bir sağlık master planı üzerinde çalıştığını aktardı.

Kıbrıs sorunu ve federal çözüm çağrısı
Kıbrıs sorununa da değinen Çeler, TDP’nin net tutumunu yineledi:
“Kıbrıs’ta iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federal çözümden yanayız. BM parametrelerine dönülmesi gerektiğini, Türkiye ile birlikte bu tutumu daha net ve güçlü bir şekilde ortaya koymanın zamanı geldiğini düşünüyoruz.”
Crans-Montana sürecine ve Rum liderliğinin bugünkü çizgisine değinen Çeler, Hristodulidis’in söylemlerinin giderek daha sağa kaydığını, ELAM ve benzeri radikal sağ partilerin söylemleriyle örtüşen açıklamalar yaptığını belirtti.
Doğu Akdeniz’deki doğal gaz ve bölgesel gelişmeler bağlamında, Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye’nin süreçten dışlandığını ifade eden Çeler, “Son 5 yıl, Kıbrıs konusunda adım atılmayan, kaybedilmiş bir dönem oldu” dedi ve hızlı bir diplomasi atağına ihtiyaç olduğunu vurguladı.
TDP’nin, BM ve uluslararası aktörlerle temas içinde olacağını belirten Çeler, Cumhurbaşkanlığı’nın davetiyle 11 Aralık’ta düzenlenecek resepsiyona katılacaklarını da açıkladı.