Cumhurbaşkanı Tufan Erhurman’ın Türkiye ziyareti hakkında değerlendirmelerde bulunan Hasipoğlu, "İlk ziyaret her zaman Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılır. Bu teamül bozulmadı. Her zaman Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının iradesi ve demokrasisine bir saygısı var. Bizim için orda verilen mesajlar çok önemlidir. Biz Ulusal Birlik Partisi olarak, statünün eşitlenmesi gerektğini, egemenlikten kesinlikle ödün verilmeyeceğini, bir anlaşma imzlanacaksa egemen eşit statümüzün kayıt altına alınacağı, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden ve müdahale hakkından bir taviz verilmeyeceği iki devletli bir çözüm modelini savunuyoruz. Türkiye’ nin resmi politikası hükümetle tam bir uyum içindedir." ifadelerini kullandı.
"Federasyon modeli tüketilmiştir"
Cumhurbaşkanı Erhürman’ın siyasal eşitlik ve kurucu devletlerin olacağı bir yapıdan bahsettiğini ve federasyon parametrelerini içeren bir tablo çizdiğini belirten Hasipoğlu; Eroğlu döneminde yönetim, güç paylaşımı, toprak, mülkiyet, güvenlik ve garantiler olmak üzere 6 başlıkta BM parametrelerinin görüşüldüğünü, toprak başlığının harita ve rakam boyutu ile garantiler ile görüşmelerin de Ban Ki Moon ile Akıncı döneminde gerçekleştirildiğini anımsattı. 2017 yılında Crans Montana’da BM nezdindeki takvimin son aşamasının tamamlandığına işaret eden Hasipoğlu, Rum Lider Anastasiyadis’İn masadan sıfır asker sıfır garanti diyerek kalktığını, dönemin Türkiye Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun artık bütün başlıkları tamamladık ve federasyon bağlamında görüşülecek bir şey kalmadı dediğini hatırlattı.
Doğru zeminde egemen eşitliğin masada olacağı, kesinliklke Türkiye’nin müdahale hakkının tartışma konusu olmayacağı bir müzakereden yana olduğunu önemle vurgulayan Hasipoğlu: 1974’de Türkiye tarafından adaya yapılan müdahaleyi bir istila olarak değerlendiren bir zihniyetle, zaten kapsamlı müzakereler bağlamında federasyonun görüşülmesinin mümkün olmadığını anlıyoruz.
Masaya oturmak için cumhurbaşkanı Sayın Erhurman bazı şartlar ileri sürerken rum tarafı lideri geçen günlerde masaya oturmak için ön koşul kabul etmiyorum açıklamasını yapmıştır. bu durumda Sayın Erhurman'ın yapabileceği federasyonu görüşmek yerine sayın Tatar’ın bıraktığı yerden iş birliği iki devletin iş birliğini görüşmek olacaktır" dedi.
"Rum eğitim sistemi nefret besliyor"
Güney Kıbrıs’ta KKTC bayrağının yakılması konusunda da açıklamalarda bulunan Hasipoğlu, Rum tarafında Türk nefreti ve adadaki Türk varlığının kabul edilmemesi gerçeği olduğunu bunda da kilise ve eğitim sisteminin önemli rol oynadığını söyledi. Kilisenin siyasete müdahalesi ve eğitim nedeniyle Rum gençlerin Türk nefretiyle yetiştiğine belirten Hasipoğlu, helenizmin, Yunanistan ile bütünleşme inancı olan zihniyetlerin ve ELAM gibi siyasal partilerin yükselişte olması endişe vericidir." diyerek Rum liderliğinden herhangi bir kınama açıklaması yapılmamasını eleştirdi.
Norveç tarafından Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne silah satılması konusunda da değerlendirmelerde bulunan Hasipoğlu, söz konusu kararın barışa ve çözüme destek vermeyecek bir karar olduğunu ifade ederek yeni bir müzakare masası beklentisinin oluştuğu bir dönemde böyle bir kararın ortaya çıkmasının tamamen çözüme değil çözümsüzlüğe yönelik olduğunu söyledi.Hasipoğlu, esas eleştirilmesi gereken tarafın Rum yönetimi olduğunu çünkü tek amaçlarının silahlanmak olduğunu söyleyerek bunu beyhude bir çaba olarak değerlendirdi.
"Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak geniş bir yelpazeye hizmet ediyoruz"
2026 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek projeler hakkında da açıklamalarda bulunan Hasipoğlu, yarın Ankara’ya önemli bir ziyaretleri olacağını ve T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan ve T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile görüşmeleri olacağını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın işçi,işveren, sigortalılar, şehitler, emekliler,kadınlar, gaziler, sosyal yardım alanlar, engelliler ve çocuklar olmak üzere çok geniş bir yelpazeye hizmet ettiğini anımsatan Hasipoğlu: "164 bin sigortalımız var. Yarısı vatandaşlarımız diğer yarısı yabancı uyruklu. Aktüeryal dengeyi sağlamak, hem sigortalar hem ihtiyat sandığı anlamında güçlü mali yapımızı devam ettirmek için çalışıyoruz. Kadınlarımıza yüzde yüz prim desteklerimiz var. Kadınlarımız için istihdam projelerimiz var. Açmayı planladığımız engelli rehabilitasyon merkezlerimiz var. Yşalı bakım evleri ve huzurevleriyle ilgili yasalarımız son aşamada. Bu kurumların denetimini bakanlığımızın sorumluluğuna almak istiyoruz. Tüm bunları Türkiye’de istişare edeceğiz. " ifadelerini kullandı.




