Rum tarafının yalnızca siyasi söylemlerinde değil, ticaretten üretime, geçişlerden yatırımlara kadar her alanda bir abluka siyaseti izlediğini ifade eden Tatar, “Bu yaklaşımın adı açıktır: Kıbrıs Türkü’nü ekonomik olarak boğma siyaseti” dedi.
Uluslararası kamuoyuna seslenen Tatar, Kıbrıs Türk halkını görmezden gelen, üreticisinin elinden ekmeğini almaya çalışan bu zihniyete sessiz kalınmaması gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar'ın seçim ofisinden yapılan açıklamaya göre, Hristodulidis’in, özellikle Ürdün’e, KKTC’den hellim alımını durdurduğu için teşekkür etmesini bu siyasetin en açık örneği olarak nitelendiren Tatar, “Rum yönetimi, bir yandan dünyaya barış ve diyalog mesajları verirken, diğer yandan Kıbrıs Türk üreticisini hedef alan baskıcı girişimlerde bulunmaktadır. Hellim meselesi, Rum’un gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır” dedi.
-“Halkımızın emeğini hiçe sayan, açıkça yeni bir gasp girişimi”
Tatar, yalnızca hellim değil, Kıbrıs’ın dünyaca bilinen kırmızı toprak patatesi konusunda da Rum tarafının benzer bir politika izlediğini belirtti. Rum yönetiminin bu ürünü, Avrupa Birliği (AB) nezdinde tescil ettirmeye çalıştığını hatırlatan Tatar, “Amaçları Kıbrıs Türkü’nün yıllardır ürettiği patatesi AB pazarından dışlamaktır. Bu, halkımızın emeğini hiçe sayan, açıkça yeni bir gasp girişimidir” dedi.
Yeşil Hat Tüzüğü konusunda da Rum yönetiminin sürekli engeller çıkardığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, şunları belirtti:
“Teoride iki taraf arasındaki ekonomik eşitsizliği gidermeye yönelik olan bu düzenleme, Rum’un açık ve örtülü baskılarıyla Türk tarafı için neredeyse faydasız hale getirilmiştir. Yeşil Hat Tüzüğü aracılığıyla yapılan ihracatımız her yıl giderek, azaltılmaya çalışılmaktadır. AB, Rum’un oyunlarına alet edilerek, Kıbrıs Türk üreticisi ve tüccarı mağdur edilmektedir.”
Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca, Kıbrıs Türk halkının kalkınmasında önemli olan inşaat sektörünün de uzun süredir Rum’un sistematik baskılarına maruz kaldığını ifade etti. Hukuku siyasete alet ederek, açılan davalar ve hapis tehditlerinin yalnızca yatırımcıları değil, halkın meşru haklarını da hedef aldığını kaydeden Tatar, bu konuda aktif bir mücadele yürüttüğünü belirtti.
Tatar, “Londra’daki temaslarımda Birleşik Krallık makamlarına bu durumu doğrudan ilettim. Avrupa kurumlarıyla görüşmelerimde yatırımcılarımızı hedef alan tehditleri dosyalar halinde gündeme taşıdım. BM Genel Sekreteri’ne gönderdiğim mektuplarla bu siyaseti uluslararası düzeyde kayda geçirdim. AİHM ve AB nezdinde bireysel başvuruların desteklenmesi için irade ortaya koydum. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun işlevselliğini güçlendirmek için devlet desteğini sürdürdüm” dedi.
-“Hristodulidis’in yürüttüğü girişimler bir bütün olarak abluka siyaseti”
Hristodulidis’in yürüttüğü bu girişimlerin bir bütün olarak “abluka siyaseti” olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Yeşil Hat Tüzüğü’nün etkin uygulanmasının engellenmesi, hellim ticaretinde üçüncü ülkelere baskılar yapılması, ithalat yasaklarının Rum tarafından memnuniyetle karşılanması, AB’nin KKTC kurumlarını dışlaması ve Doğrudan Ticaret Tüzüğünün rafa kaldırılmasının bu siyasetin en açık göstergeleri olduğunu vurguladı.
Tatar, seçimlerin ardından AB kurumlarının yanı sıra Avrupa Konseyi’nde de hukukçularla birlikte girişimlerin devam edeceğini ve uluslararası bilgilendirme kampanyalarının devreye sokulacağını kaydetti. İnşaat sektörü yatırımlarının ve ekonomik üretimin yasalar kapsamında devletin güvencesi altında olduğunu vurgulayan Tatar, Kıbrıs Türk halkının haklı mücadelesini her platformda savunacaklarını belirtti.
-Uluslararası kamuoyuna çağrı: “Bu zihniyete sessiz kalınmamalı”
“Rum’un bütün bu baskıcı politikaları, barış ve çözüm söylemleriyle taban tabana zıttır” diyen Tatar, uluslararası kamuoyuna da şu çağrıda bulundu:
“Kıbrıs Türk halkını görmezden gelen, üreticisinin elinden ekmeğini almaya çalışan bu zihniyete sessiz kalınmamalıdır. Haklı olanın yanında her zaman güçlü bir halk iradesi vardır. Kıbrıs adasında iki taraf arasındaki ilişkiler adil ve eşit bir zemine oturmadıkça, kalıcı bir uzlaşma olmasını beklemek mümkün değildir.”