Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, güneye geçişlerde yaşanan zorluklarla ilgili yaptığı yazılı değerlendirmede şunları belirtti:

v5 - NOYANLAR -121

Meteoroloji açıkladı: Yağmur geliyor
Meteoroloji açıkladı: Yağmur geliyor
İçeriği Görüntüle

“Hristoulidis’in Araçlı Geçiş Şantajı”

Karşımızdaki muhatabın siyaseti ve anlayışı dün bir kez daha herkes tarafından açıkça görüldü. Güneye geçmek isteyen vatandaşlarımızın normalde çektiği zorluklar özellikle tatil günlerinde çileye dönüşüyor. Rum muhatabıma seçildiği ilk günlerde, kendisiyle daha göreve başlamadan yaptığımız ilk görüşmeden itibaren araçlı geçişe imkân veren yeni bir sınır kapısı açılması gereğini anlatıyorum. Ancak Hristodulides’in yaklaşımı, sadece Halkımıza değil kendi halkına da eziyet çektirmekten keyif alır düzeye ulaştı. Bu zihniyetin başka açıklaması olamaz.

Polis Genel Müdürlüğümüz dün yapmış olduğu açıklamada sıkışıklığın nedenini açıkça ortaya koydu. Açıklamada Rum tarafı personel azaltmanın yanında, tek bir hatta düşürdüğü geçişlerdeki işlemleri de yavaşlatarak sınır kapılarını kullanmak isteyen Halkımıza karşı özellikle sıkıntı çıkardığı vurgulandı.

Popülizmle tüm bu sıkıntıların sorumluluğunu bize yüklemeye çalışanlara da seslenmek istiyorum, bu tarz mesnetsiz söylemler ancak Rum liderliğinin katı yaklaşımını normalleştirmeye yarar. Halkımıza yaşatılan zorluklar üzerinden popülizmin size oy getireceğini düşünüyorsanız bu oldukça naif bir yaklaşımdır. Uzlaşmazlığının normalleştirilmesi karşımızdaki muhatabın en fazla istediği şeydir. “Ben seçilirsem her şey düzelecek” demek kadar popülist bir yaklaşım olamaz. Eğer kapalı kapılar ardında Rum yönetimiyle bir angajmanınız yoksa Rum liderliğinin bu katı ve baskıcı siyasetinin destekçisi olmayın. Eğer Rum liderliğiyle böyle bir ittifak sağlamışsanız da çıkın dürüstçe Halkımıza bunu söyleyin. Sayın aday Rum’un eziyet siyasetiyle iş birliği içindeyse Halkımızın bunu bilmeye hakkı vardır.

Yılda yaklaşık 8 buçuk milyon geçiş

Mevcut 9 sınır kapısında yılda ortalama 8 buçuk milyon Muhaceret işlemi yapılmaktadır. Bu çok büyük bir rakamdır ve kapıları kullanan Kıbrıs Türk ve Rum sayıları da hemen hemen birbirine yakındır. Araçlı geçiş sayılarına bakıldığında ise bu tür geçişlerin yüzde 65’i Metehan sınır kapısında gerçekleşmektedir. Uluslararası toplum da geçişleri desteklemektedir ve Rum yönetiminin yeni sınır kapısı açılmasını önleyen tavrından onlar da oldukça rahatsızdır.

Kurucu Cumhurbaşkanımız Denktaş’ın tarihi adımı

Kurucu Cumhurbaşkanımız Sayın Rauf Raif Denktaş, bu ada için belki de tarihte atılmış en önemli adımı atarak 23 Nisan 2003’te açılan sınır kapıları, sahadaki gerçekleri herkesin gözleri önüne sererek ilkel Rum siyasetinde önlenemez çöküşün de kapılarını açmıştı. İki tarafın, iki Halkın ihtiyacına göre ilerleyen bu süreç zaman zaman federasyon romantizmi içerisinde siyasi amaçlara da alet edildi.

Özellikle Yeşilırmak’tan başlayarak Lefkoşa’ya kadar olan mesafede yer alan 3 sınır kapısı Rum halkının yararına açıldı. Geçiş rakamlarında bu kapıların ağırlıklı olarak Rumlar tarafından kullanıldığı, geçiş sayılarındaki farkın 10 katına kadar çıktığı da bilinen bir gerçektir.

Kıbrıs Türk tarafı bunu bir rahatsızlık olarak dile getirmemiştir. Kıbrıs adasında sınırların belirlendiği 1974 Mutlu Barış Harekâtından bu güne bizim yegane amacımız yan yana yaşayan iki devletin iyi komşuluk içerisinde barış ve huzur içinde yaşamlarına devam etmesini sağlamaktır.

Hem Halkımızdan hem de Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası başta olmak üzere meslek örgütlerimiz ve iş insanlarımızdan gelen talep üzerine bundan 2 yıl kadar önce bir çalışma başlattık. Önce mevcut sorun ve başta iki taraf arasındaki ticareti arttırmak üzere ihtiyacı karşılamaya dair en ideal yeri yine ilgili paydaşlarla istişare halinde kararlaştırdık.

Bu paydaşlar arasında ticareti arttıracak yeni sınır kapısı açılmasını destekleyen Rum sanayi ve ticaret odası da vardır. Lefkoşa belediyesi, sınırlarımızın güvenliği ve sınır kapılarının alt yapısı konusunda yetkili kurumlarımızla etkin istişarelerde bulunduktan sonra Haspolat sınır kapısı önerimizi Rum tarafına ilettik.
Bu önerimiz BM ve AB de dahil olmak üzere uluslararası toplumdan da memnuniyetle karşılanarak destek gördü. Uzun süre geçiştirici bir tavır alan Rum lideri sonunda 15 Ekim 2024’te konuya ciddi şekilde eğilmesi gerektiğini anladı.

BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterres’le geçen yıl BM Genel Kurulu kapsamında gerçekleştirdiğimiz ikili görüşmemizde, 15 Ekim’de Rum liderle yine New York’ta bir akşam yemeğinde buluşma kararı aldık. O yemek Kıbrıs müzakere tarihinin en önemli görüşmelerinden biriydi. Sayın Genel Sekreterin ev sahipliğinde BM Merkezinde gerçekleştirilen yemeğin ardından Sayın Guterres’in yaptığı yazılı açıklama çok netti.

15 Ekim yemeğinin ardından Genel Sekreter yeni ve resmi sürece geçilebilmesi için taraflar arasında ortak zemin olmadığını, yani federasyonun artık ortak zemin olmaktan çıktığını kayda geçirirken, tarafların yeni sınır kapısı açılması için görüşme yapma konusunda uzlaştığını da ifade etmişti. Adaya döndüğümüzde ara bölgede bir araya geldiğimiz Rum lider tereddütsüz biçimde eskimiş, bilindik maksimalist bir tutumla yeni sınır kapısı açılabilmesi için ön şartlar masaya getirdi.

Bu maksimalist şarların ne olduğunu, sayın adayın gerçeklikten oldukça uzak popülizmle oy almaya yönelik söylemlerine bakınca, belli ki hatırlatmak gerekiyor:

Birincisi, ara bölgeden başlayarak, bizim topraklarımızın bir bölümünden geçerek yeniden ara bölge içinden devam edilmesi suretiyle Kiracıköy’den güney Lefkoşa’ya gidecek bir transit koridor. Rum’un aklında kendi topraklarına dahi değmeden ara bölgeye de otoritesini yayacağı bir sözde öneri. Burada yapılmak istenen toprak kazanmanın yanında, geçiş kapısı tanımına dahi uymayan yatay bir koridor yaratarak hem ara bölgeye yetkilerini yaymak hem de askeri açıdan avantaj sağlamaktır.

Kendisine, eğer amacı ara bölgede yer alan Kiracıköy sakinlerinin Lefkoşa’ya ulaşımını kolaylaştırmaksa o bölgedeki vatandaşlarımız olsun, Rum olsun yaşayanların tümüne hizmet edecek çok daha geniş kesimlerin ihtiyacı karşılayacak bir öneri yaptım. Akıncılar önerisi böyle gelişti. Yıllardır orada yaşayan insanlarımızın talebi vardı ve bugüne kadar Akıncılar sınır kapısının açılması önerilmemişti ve ben bunu yaptım.
Bu önerimizle Rum’un niyeti de ortaya çıktı, çünkü amaçları yeni kapı açmak değil, toprak kazanma, ara bölgeye yetkilerini yayma ve askeri açıdan avantaj sağlamaktır. Ülkesine ve Halkına gönülden bağlı hangi Cumhurbaşkanı böyle bir ısrara karşı boyun eğebilir? Tabii ki eğmedim ve bu tip tek yanlı dayatmaları kabul etmem de mümkün değildir.

Diğer sözde unsurda, Halkımızın çok iyi bildiği Erenköy’ün sahil şeridini kendilerine bağlayacak transit geçiştir. Erenköy bizim şanlı direnişimizin sembolüdür. Erenköy, 11 yıllık hayatta kalma mücadelemizin başladığı en kutsal yerlerimizdendir. Rum liderliği geçişlerde zorlukları arttırarak yaratacağı siyasi baskıyla buralara girebileceğini hayal etmektedir. Erenköy’ün santimetresine Rum unsurların girmesine müsaademiz yoktur ve biz burada oldukça bu asla gerçekleşmeyecektir. Erenköy’e Rum otoritesini yayma düşüncesinde olanlar da karşılarında hem bizi hem de Halkımızı bulacaktır.

Mart 2025’te Cenevre’de yapılan 2. Zirveye Rum uzlaşmazlığından dolayı tıkanan yeni sınır kapılarının açılması konusunu da taşıdık. Adada hem liderler hem de teknik düzeyde defalarca görüşmeler yapılmıştı. Orada Sayın Genel Sekreterin üstün gayretleriyle 6 yeni iş birliği alanında çalışılmak üzere uzlaştık. Bu alanlardan biri de 4 yeni sınır kapısı açılması konusuydu. BM Genel Sekreteri’nin huzurunda Rum lidere transitleri getirmeyeceksin değil mi diye sordum “benim de yeni kapı önerilerim olacak” dedi. Adaya döner dönmez kimseyi şaşırtmayacak şekilde yine bu unsurları masaya getirdi.

Biz o zirvenin ardından da yılmadık. İstişarelerimize yeni görev tanımıyla ikinci kez Kişisel Temsilci olarak atanan Maria Holguin’le devam ettik. Yaratıcı önerilerimizi de masaya koyduk. Geçtiğimiz Temmuz ayında New York’ta yapılan 3. Zirvede de Rum lider uzlaşmaz tutumunda inat etti. Geldiğimiz nokta şudur: Rum yönetimi açıkça Halkımızın geçiş noktalarında bekleyişini uzatarak, onlara eziyet ederek bu durumu bir siyasi kazanım ve şantaj malzemesi olarak kullanmaya devam ediyor.

Şimdi çıkıp da muhalefet bize dönüyor ve yeni kapı açamadınız diyor. Uluslararası basın da dahil herkesin gözü önünde olan gerçekleri neden saklıyorsunuz. Yoksa işinize mi gelmiyor. Yeni kapılar açılamamışsa bunun tek nedeni Rum tarafının bu şantaj siyasetidir. Biz halkımız için samimiyetle adım attık, süreci tıkayan Rum tarafıdır. Sayın aday ve yandaşları içi boş federasyoncu çözümsüzlük hamaseti yapmak yerine yeni sınır kapılarının açılmasına kimin engel olduğunu halka açıkça söylemelidir. Tabi akıllarında Erenköy’ü ve ara bölgenin stratejik noktalarını Rum’un yetkisine bırakmak varsa bunu da dürüstçe söylesinler ki hepimiz neyin ne olduğunu bilelim.”