Yeniden seçilmesi halinde yeni dönemde “Atak Diplomasi” vizyonunu hayata geçireceğini belirten Tatar, bu vizyonun yalnızca dış politikayla sınırlı olmadığını; halkın refahı, güvenliği ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen aktif, üretken ve girişimci bir dönemi ifade ettiğini kaydetti.
Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Türk Ajansı Kıbrıs’ın (TAK) sorularını yanıtlayan Tatar, halkın desteğiyle “öğretilmiş çaresizliği” aşarak “İki Devletli Çözüm” vizyonunu kararlılıkla ortaya koymaktan ve bu duruşu uluslararası platformlarda kayda geçirmekten gurur duyduğunu ifade etti.
“Bu toprakların insanlarıyla daima yan yana, iç içe oldum. Makamda oturmayı değil, halkın arasında olmayı tercih ettim” diyen Tatar, diğer adaylardan en büyük farkının halkla kurduğu samimi ve hakikatli ilişki olduğunu dile getirdi.
- “İki Devletli Çözüm vizyonundaki kararlılığımızı uluslararası kayıtlara geçirdik”
2020 yılında KKTC’nin 5’inci Cumhurbaşkanı seçilen Ersin Tatar, halkın çoğunluğunun oyuyla seçilmiş olmanın ve halkın iradesine sadakatle bağlı kalmanın kendisi için en büyük onur olduğunu vurguladı.
Tatar, beş yıllık görev süresinde en çok gurur duyduğu icraatın ise, halkın desteğiyle “öğretilmiş çaresizliği” aşarak “İki Devletli Çözüm” vizyonunu kararlılıkla ortaya koyarak, bu vizyondan asla geri adım atılmayacağının Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri ile Rum liderlerin önünde teyit edilip kayıtlara geçirilmesi olduğunu ifade etti.
KKTC’nin kendi resmî ismi ve bayrağıyla birlikte oy birliğiyle Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilmesini ve Avustralya’ya gerçekleştirdiği ziyareti de anlamlı ve gurur verici olarak nitelendiren Tatar, şu ifadelere yer verdi:
“180 milyona yaklaşan nüfusuyla Çin’den Doğu Avrupa’ya ve Akdeniz’e kadar uzanan geniş bir coğrafyada varlık gösteren Türk Devletleri Teşkilatı’na, kendi resmî ismimiz ve bayrağımızla birlikte oy birliğiyle gözlemci üye olarak kabul edilmemiz, bizim için büyük bir gurur kaynağıdır.
Öte yandan, önemli sayıda Kıbrıs Türkünün yaşadığı Avustralya’ya gerçekleştirdiğim ziyaret de benim için son derece önemliydi. İlk kez bir KKTC Cumhurbaşkanı’nın bu büyük kıta ülkesindeki vatandaşlarımızla bir araya gelmesi, en mutlu olduğum ve gurur duyduğum anlardan biridir.”
- “Kalıcı eserler bırakmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyorum”
Görev süresi boyunca kalıcı eserler bırakmanın mutluluğunu ve gururunu da yaşadığını belirten Tatar, yeni Cumhurbaşkanlığı binası, Cumhuriyet Meclisi ve Yüksek Mahkeme’nin de yer aldığı Cumhuriyet Yerleşkesi’nin hizmete açılmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.
Tatar, içerisinde Milli Kütüphane ile spor ve sosyal tesislerin yer aldığı, adanın en büyük park alanının da en çok gurur duyduğu eserlerden biri olduğunu ifade etti.
Tatar, TEKNOFEST 2025 Lefkoşa etkinliğini ayrıca vurgulamak istediğini belirterek, 225 binden fazla kişinin katılımıyla gerçekleştirilen organizasyonun, KKTC tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir etkinlik olduğunu söyledi.
Bu süreçte kendisini en çok zorlayan konuyla ilgili soruyu da yanıtlayan Tatar, şunları kaydetti:
“Zorlanmaktan ziyade beni hayrete düşüren asıl konu, öğretilmiş çaresizlik içinde debelenen ve sadece Rum kesimine yarayan mevcut statükonun değişmesini, adadaki bu bozuk ve adaletsiz düzenin yıkılmasını reddeden CTP yönetimi ile adayının tutumudur”
- “Federasyon defterinin kapandığını er ya da geç ama mutlaka anlayacaklar”
Değişen dünyaya ve küresel koşullara rağmen 70’li yılların Soğuk Savaş döneminden kalma, tüketilmiş federasyon modeline dogmatik biçimde bağlı kalınmasını anlamakta güçlük çektiğini ifade eden Tatar, şöyle devam etti:
“Ancak inanıyorum ki sonunda onlar da bu defterin artık kapandığını ve federasyon masalına kimsenin inanmadığını er ya da geç ama mutlaka anlayacaklardır. Hatta CTP’nin adayının son açıklamaları, bizim bulunduğumuz pozisyona giderek yaklaştıklarını gösteriyor. Nihayetinde aklın yolu birdir.”
- Kıbrıs müzakereleri ve egemen eşitliğe dayalı “iki devletli” vizyon
Bu süreçte Kıbrıs müzakerelerinde izlediği yol haritasının ve Türkiye başta olmak üzere Türk Devletleri ile kurduğu ilişkilerin, KKTC’nin geleceği açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Tatar, Kıbrıs Türk halkına yönelik haksız ve hukuksuz izolasyonların, halkın tüm iradesine rağmen devam ettiğine dikkat çekti.
“Bu zulüm kabul edilemez” diyen Tatar, 2017 yılına kadar sürdürülen federasyon temelli müzakere sürecinin resmen çöktüğünü ve o tarihten bu yana yeni bir resmi müzakere sürecinin başlamadığını ifade etti.
Vizyonunun temellerinin Başbakanlık dönemine dayandığını belirten Tatar, şöyle devam etti:
“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletin iş birliğine dayalı bir vizyonla seçime girdim ve halkımızın takdiriyle Cumhurbaşkanı oldum. Bu vizyonu uluslararası alanda resmileştirmek amacıyla temaslara başladım ve 2021’de BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde düzenlenen 5+BM gayriresmî zirvesinde bu vizyonu kayda geçirdim. Bu zirve, Kıbrıs müzakere tarihinin dönüm noktasıdır.”
- “Anlamsız müzakere dönemi kapandı; federasyonun artık ortak bir çözüm zemini olmaktan çıktı”
Tatar, bu süreçte Türkiye’nin verdiği güçlü desteğin kendileri için her zaman güven ve güç kaynağı olduğunu vurgulayarak, BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Holguin’in raporunda, iki taraf arasında ortak bir zemin bulunmadığının tespit edilmesinin “anlamsız müzakere döneminin kapandığını ve federasyonun artık ortak bir çözüm zemini olmaktan çıktığını” gösterdiğini söyledi.
Muhalefetin federasyona “kutsal bir kitap” gibi sarılmaya devam ettiğini belirten Tatar, “Oysa gerçekler değişmiştir. Gelinen noktada, BM Genel Sekreteri Guterres üç kez 5+1 zirve düzenlemiş, bu zirvelerde tarafların siyasi pozisyonları farklı olsa da güven inşasına yönelik 10 başlıkta ilerleme sağlanmıştır” dedi.
Bu dönemde Rum liderle de defalarca bir araya geldiklerini, teknik düzeyde toplantıların ise haftalık olarak sürdüğünü belirten Tatar, “Kıbrıs adasında bir siyasi sorun vardır ancak iki halk ve iki devlet bu adada bir çözüm oluncaya kadar yan yana yaşamak zorundadır. Biz, Kıbrıs Türk tarafı olarak Rum muhataplarımızla iyi komşuluk ilişkileri içerisinde bir iş birliği kültürü geliştirmek istiyoruz. Kazan-kazan ilkesiyle de bu çalışmalarımızı ileriye götürmeye kararlıyız” ifadelerini kullandı.
- KKTC’nin anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olması tarihi bir adım”
Tatar, KKTC’nin anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmasını da tarihi bir adım olarak nitelendirdi.
KKTC’nin daha önce İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu hatırlatan Tatar, “Bu da benim için bir gurur vesilesidir” ifadelerini kullandı.
“Bu üyeliklerle devletimizin ismi ve bayrağı ilk kez uluslararası düzeyde tescil edilmiştir” diyen Tatar, bunun yalnızca Cumhurbaşkanlığı düzeyinde değil; Meclis, hükümet, kurumlar ve sivil toplumun da katılımıyla çok yönlü bir temsiliyet anlamına geldiğini ifade etti.
- “Bu başarı her Kıbrıs Türkü için bir gurur kaynağı olmalıdır”
Geçtiğimiz günlerde Azerbaycan’ın Gebele kentinde düzenlenen zirveye de katıldığını anımsatan Tatar, “Bayrağımız orada dalgalandı. Diğer devlet ve hükümet başkanlarıyla aynı protokolle misafir edildik ve katılımcılara seslenen konuşmamızı da yaptık. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi?” diye konuştu.
Rum tarafının KKTC’yi her aşamada engellemeye çalıştığını hatırlatan Tatar, “Devletimiz adına sağladığımız bu açılım, içimizden muhalefet dahi olsa, kimi neden rahatsız eder?” sorusunu yöneltti.
Bu tarihi gelişmenin küçümsenmeye çalışılmasına tepki gösteren Tatar, “Bu başarı her Kıbrıs Türkü için bir gurur kaynağı olmalıdır” şeklinde konuştu.
- Seçim kampanyası ve “Atak Diplomasi” vizyonu
Yeniden seçilmesi halinde “egemen eşitlik ve iki devletli çözüm” vizyonunu kararlılıkla sürdüreceğini vurgulayan Tatar, ikinci döneminde her alanda “Atak Diplomasi” anlayışını hayata geçireceğini söyledi.
Bu anlayışın yalnızca dış politikayla sınırlı olmadığını belirten Tatar, “Atak Diplomasi, Kıbrıs Türk halkının ihtiyaç duyduğu; yaşam kalitesini, refahını ve güvenliğini artıracak her türlü alanda eser ve hizmetlerin gerçekleştirilmesine öncülük etmek demektir” ifadelerini kullandı.
Seçilmesi halinde yeni dönemdeki önceliklerini de paylaşan Tatar, sağlıkta her ilçeye tam teşekküllü hastaneler kazandırmak, ülkeyi yeni yollarla baştan başa bağlamak, enerjide istikrar ve ucuzluğu sağlamak, sulamayı tarıma yaymak, fiber optik altyapıyı güçlendirerek teknolojik dönüşümü tamamlamak ve turizm ile yükseköğretimde kaliteyi artırmak olduğunu ifade etti.
Tatar ayrıca, KKTC ile Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkeler arasında iş birliğini güçlendirmenin ve ticaret, turizm ile eğitim alanlarında ilişkileri artırmanın da yeni dönemin öncelikleri arasında yer aldığını kaydetti.
Tatar, en önemli hedeflerinden birinin de Kıbrıs’ta iki devletli çözüm temelinde Rum tarafıyla iş birliği ve diyaloğu geliştirmek olduğunu belirtti.
- “Kıbrıs’ta kalıcı istikrarın sağlanması için “tek yanlı ve statükoyu koruyan anlayıştan” vazgeçilmesi gerekiyor”
“Rumlar, silahlanmaya harcadıkları parayı iki halkın ortak projelerine ayırsalar, Kıbrıs’taki sorunlar çözüm yoluna girer” diyen Tatar, Kıbrıs’ta kalıcı istikrarın sağlanması için Rum yönetiminin “tek yanlı ve statükoyu koruyan anlayıştan” vazgeçmesi gerektiğini söyledi.
- “Makamda oturmayı değil, halkımın yanında olmayı, onların derdiyle dertlenmeyi amaç edindim”
Vatandaşların kendisine yeniden destek vermesi için en güçlü nedenin, halkla kurduğu samimi ve hakikatli ilişki olduğunu vurgulayan Tatar, şöyle devam etti:
“Kıbrıslı bir Türk olarak, doğduğum bu toprakların insanlarıyla daima yan yana, iç içe oldum. Cenazesinde acısını, düğününde sevincini paylaşmayı asli bir görev bildim. Makamda oturmayı değil, fırsat bulduğum her an halkımın yanında olmayı, onların derdiyle dertlenmeyi ve bu ülke için daha çok hizmet üretmeyi amaç edindim.
Cumhurbaşkanı olarak görevim boyunca hiçbir parti, siyasi görüş ya da köken ayrımı yapmadan herkesle konuştum ve yapabileceğim bir şey varsa bunu samimiyetle yapmaya gayret ettim. Dedemden, babamdan gelen bir terbiye içinde hoşgörünün ve mütevazılığın erdemine gönülden inandım. Kıbrıs’ın, bu toprakların bir evladıyım; bundan da büyük gurur duyuyorum.”
- “Soyut vaatler değil, somut hizmet ve eserlerle ülkeye değer katmak için yola çıktım”
Soyut vaatler değil, somut hizmet ve eserlerle ülkeye değer katmak için yola çıktığını dile getiren Tatar, “Beş yıl içinde sağlık sistemi kökten yenilenecek, her belediyede yeni okullar açılacak. Elektrikte istikrar ve ucuzluk sağlanacak, süper hızlı fiber internet altyapısı evlere, okullara ve üniversitelere ulaşacak. Lefkoşa’da adanın en büyük parkı ve Milli Kütüphanesi tamamlanacak” dedi.
“Atak Diplomasi vizyonumuz budur; her alanda Kıbrıs Türk halkı için değişime, yenilenmeye, yeniliğe öncülük etmektir” diyen Tatar, diğer adaylardan farkının, vaat ettiği hedefleri özgüvenle halkına anlatabilmesi ve bunları hayata geçirme kararlılığı olduğunu söyledi.
- Seçmene mesaj: “Çocuklarınızın geleceği için, dünyayla bütünleşmiş ve kendi ayakları üzerinde duran bir KKTC için oy kullanın”
Açıklamasının devamında seçmene seslenen Tatar, halkı çocuklarının geleceği için, daha güçlü, daha dünyayla bütünleşmiş ve kendi ayakları üzerinde duran bir KKTC için oy kullanmaya davet etti.
“CTP yönetiminde ve adayında sıkça gözlemlediğim, öğrenilmiş çaresizliğe teslim olmuş bir anlayışın Kıbrıs Türk halkını ileriye götürmesi mümkün değildir” diyen Tatar, halkın kendi iradesiyle egemenlik, bağımsızlık ve özgürlük yolunda emin adımlarla ilerleyeceğine yürekten inandığını vurguladı.
“Kıbrıslı Türkler kendi vatanlarının ve devletlerinin efendisidir. Bir başkasının iradesine, dışarıdan gelen dayatmalara asla boyun eğmezler. Bizi Rum’un devletine yamalamaya çalışanlara bu fırsatı vermeyeceklerine inanıyorum” ifadelerini kullanan Tatar, sözlerini şöyle tamamladı:
“İçinde yaşamaktan mutluluk ve gurur duyduğum ülkemin bütün insanlarına, kadınlarına, öğretmenlerine, yaşlılarına, gençlerine, çalışanlarına, memurlarına, üreticilerine, engellilerine ve girişimcilerine tek vaadim; yarının bugünden çok daha parlak ve güçlü bir KKTC ile herkes için refah, özgürlük ve bağımsızlık getireceğidir. Yeter ki kendimize inanarak hep birlikte ortak geleceğimize yürüyelim.”