İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, son zamanlarda yaşananların dünya gerçekleriyle bağdaşmayan politikaların sonuçları olarak ellerimize ayaklarımıza iyice dolanmaya başladığına dikkat çekti. ABD'nin Kıbrıs Rum tarafına yönelik silah ambargosunu kaldırdığını, adada üs benzeri oluşumlara gitme kararı aldığını işaret eden Mehmet Ali Talat, "Belli bir aşamaya gelindiğinde başka ülkelerin de benzer konuşlandırmalara gidecekleri iddia ediliyor” ifadelerini kullandı.

"MÜLKİYET SORUNU, KIBRIS SORUNUNUN EN ÖNEMLİ BOYUTLARINDAN BİRİ..."

KKTC’nin Türk Devletleri Topluluğu üyeliği beklentisiyle yükünü yukarıya yığdığını ve etrafa afra tafra attığını belirten Talat, Kıbrıs sorununun en önemli boyutlarından birisi olan mülkiyet sorununun çok farklı bir yanıyla gündeme geldiğini vurguladı.

"YARATTIĞI ÇIĞ NELERE YOL AÇACAK GÖRECEĞİZ"

"Aslında bugünlere gelineceği Rum tarafında konuşulanlarla ve bazı eylemleriyle belli olmaya başlamıştı” diyen Mehmet Ali Talat, geçtiğimiz günlerde Afik Grup direktörünün güneyde tutuklandığını ve tutuklu yargılandığını hatırlattı ve "Bu grupla ilgili akıl almaz karalamalar yapan bizdeki ve bağlantılı aşırı sağcılar belki memnun olacaklar, ama yaratacağı çığ nelere yol açacak, göreceğiz" değerlendirmesini yaptı.

"ÇÖZÜM İSTEMEYEN BİR HALK KONUMUNDAN BÜYÜK MÜCADELELERLE ÇIKTIK"

Ülkemizin çözüm istemeyen bir halk konumundan büyük mücadelelerle çıkıldığını ve dünyanın takdirini kazandığını vurgulayan Talat, referandumla da bu durumun tescillendiğini anımsattı. Artık, hiçbir ülkenin Kıbrıslı Türkleri dışlamaya yeltenmediğinin altını çizen Mehmet Ali Talat, Türkiye'nin de çözümsüzlükten sorumlu tutulamadığını belirtti.

"BUGÜNE NASIL GELDİK? KIBRIS TÜRK LİDERLİĞİ BU HALE NASIL GELDİ?"

Taşınmaz Mal Yasası'nın yeterli bir iç hukuk yolu olarak AİHM tarafından tescillenerek uluslararası hukukun bir parçası haline geldiğini işaret eden Talat, Güney Kıbrıs'ın daha önce yapılan hatalar nedeniyle tek başına AB’ye girdiğini ifade etti. Ancak, gerek Yeşil Yat gerekse mali yardım tüzükleri ile Kıbrıslı Türkler'in de AB’nin ilgi alanından uzaklaştırılmadığını savunan İkinci Cumhurbaşkanı Talat, "Peki, bugüne nasıl geldik? Batının ve doğunun birçok dışişleri bakanıyla görüşebilen, İngiltere’nin başbakanından Londra’ya davet alabilen Kıbrıs Türk liderliği nasıl bu hale geldi” dedi.

TALAT, GEÇMİŞİ HATIRLATTI...

"Dünyadan tecrit edilmiş, sözüne kulak asılmaz, kaale alınmaz hale nasıl geldi? Bu yalnızlığa nasıl hapsedildi?” ifadelerini kullanan Talat, Crans Montana’dan sonra önce Türkiye Dışişleri Bakanı'nın federasyon dışında bazı başka çözüm yollarının da görüşülmeli dediğini hatırlattı. Kıbrıslı Türklerle Türkiye arasında diyaloğun koptuğunu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye'nin iyice çözümden uzaklaşan bir tavırla buna uygun adayı desteklediğini aktaran Mehmet Ali Talat, "Seçim kampanyası boyunca hem ipler gerildi, hem de Kıbrıs sorununun çözümü yerine tanınma politikasına geçildi. Tarihte görülmemiş bir seçim müdahalesiyle Sayın Tatar Cumhurbaşkanı seçildi” dedi.

"DÜNYADAN KOPTUK, İÇİMİZE KAPANDIK"

Böylece Kıbrıslı Türkler için karanlık bir dönem başladığının altını çizen Talat, "Üstelik güneyde de başka bir çözüm karşıtı Cumhurbaşkanı seçildi, ama Türkiye ve Tatar’ın tutumu yüzünden onu kimse suçlamadı” ifadelerini kullandı. Bugün, dünyadan kopuk, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Rum tarafına terketmiş halde içimize kapandığımızı savunan Mehmet Ali Talat, "TDT avuntusuyla yalnızlığımız katmerleniyor… Dünya artık Kıbrıslı Türkleri hiç kaale almadan Rum tarafıyla Kıbrıs adına en yakın ilişkiler içine giriyor. Hatta ABD, Fransa ve Almanya örneğinde olduğu gibi askeri ilişkilere de giriyor. Üstelik Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına göre yasal olmayan bir ordu ile” dedi.

"BENİM KORKUM; TMK YASASINI ÇANTADA KEKLİK GÖRENLERİN BİZİ DÜŞÜRECEĞİ DURUM"

Ancak bunları anlatıp bu ilişkilerin önüne geçilemediğini, geçilemeyeceğini, çünkü yürütülen politika nedeniyle KKTC’nin hiç dikkate alınmadığını vurgulayan Talat, "Yarın bu politikaların çıkmaz yol olduğu ortaya çıkıp bir dönüş yaşanacak olsa o eski ilişkileri dahi tesis etmek çok zor olacak” dedi.

"Daha da önemlisi benim korkum, TMK yasasının çantada keklik olduğunu düşünen bu aymazlığın bizi düşürmesi söz konusu olan o hiç istenmeyen durumdur” ifadelerini kullanan Mehmet Ali Talat, TMK yasasının AİHM tarafından yeterli iç hukuk yolu olarak onaylanmasının, referandumla açığa çıkan, “Hem çözümü reddederim hem de malımı geri isterim" diyen Kıbrıs Rum tarafına bir cevap olduğunu, yani bu kararın basbayağı siyasi bir karar olduğunu aktardı.

"KABUS GERİ DÖNECEK"

Şimdi de Türk tarafının ayak sürdüğünü, şimdiki liderliğin, anayasaya aykırı olduğunu iddia ederek iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğunu unuttuğunu belirten Talat, "TMK yasasının mülkiyet sorununu çözdüğü sanrısına kapılması son gelişmelerle bir hayale dönüşüyor” dedi. Bu çözüm karşıtlığı ile yarın uygun bir momentte AİHM’in TMK ile ilgili kararının değişmeyeceğini kimsenin düşünmemesi gerektiğinin altını çizen Mehmet Ali Talat, "Verdiği karar siyasiydi, şimdi de siyasi olacak ve kabus geri dönecek” değerlendirmesini yaptı.

"AKLIN YOLUNA DÖNMEK DIŞINDA SEÇENEĞİMİZ YOK"

BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarını dünya ve uluslararası kurumların kanun hükmünde gördüğü hatırlatan Talat, “Bu kararlar dışında hareket eden çok büyük güçlere veya onların desteklediklerine belki birşey yapamazlar, ama bizim gibi ekonomisi, siyasal yapısı, iradesini kullanma kapasitesi düşük ülkelere neler yapabildiklerini Annan planı öncesinde bu halk yaşayarak gördü” dedi. O nedenle aklın yoluna dönmek dışında bir seçenek olmadığını vurgulayan İkinci Cumhurbaşkanı Talat, "Elbette ne isterlerse ona uyacak değiliz. Ama haklarımızı, görüşerek, konuşarak anlatacak ve savunacağız. Çözümün tarafı olduğumuzu yeniden kanıtlayacağız… Böylece bizi hapsetmeye çalıştıkları cendereden çıkacağız. Başka yolu yok” diyerek cümlelerini noktaladı.