Her iki programda da Kıbrıslı Türkler olarak kendi geleceğimizi tayin etmeliyiz vurgusunu yaparak, Kıbrıs meselesi konusunda partiler ötesi bir tavır alınması gerektiğini vurguladı. Denktaş; geçtiğimiz günlerde CTP’nin organizasyonuyla gerçekleşen ve tüm kesimleri kapsayan yürüyüşe neden katıldığı hakkında fazla soru aldığını belirterek, “Daha önce de buna cevap verdim ama bazı kesimler neyin ne olduğunu bildiği halde konuyu aslından uzaklaştırmaya çalışıyor. Herkesin kendisine şunu sorması gerekir; ülkede ne oluyor da Serdar Denktaş, Mehmet Küçük, CTP Genel Başkanı ve her siyasi görüşten sivil toplum örgütleri ve sendikalar bir araya geliyor? Bu yürüyüş ülkenin gidişatından mutsuz olan, ülkesi için üzülen herkesin yürüyüşüydü. Ben uzun zamandır her konuşmamda artık siyasi görüşlerimiz ne olursa olsun kucaklaşmamız gerektiğini vurguluyorum. Birileri ülkedeki mutsuzluğa ve umutsuzluğa karşı ses çıkarırsa farklı fikirlerde olmamıza rağmen ben de ona bir ses veririm. Yaptığımız da buydu. Ben tüm ülkeyi kucaklamamız lazım, siyasi görüşümüz ne olursa olsun birbirimize yaklaşmamız gerekir derken, organize edenler ile aynı fikirleri paylaşmıyorum diye bu yürüyüşe katılmazsam bu doğru olmaz. İnsanların ciddi ciddi düşünmesi lazım; biz hangi hatayı yapıyoruz ki bu kadar farklı düşünen insan bir araya geliyor diye, bunu düşüneceklerine saldırıya geçerek kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar.” dedi.  

“EGEMENLİK BİZİM İÇİNDİR, BİRİNE KARŞI OLMAK İÇİN DEĞİL”

Ülkedeki siyasi kutuplaşmanın pek çok yanlışa yol açtığını belirten Denktaş, egemenlik kavramının bile yanlış yorumlandığına dikkat çekerek, “Egemenliğinizi, demokrasinizi, devletinizi kendiniz için kullanacaksınız, birine karşı değil. Bizim ülkemizde maalesef egemenlik, Türkiye ile ilişkiler gündeme geldiğinde sol kesimler tarafından hatırlanır, Rum ile ilişkiler gündeme geldiğinde de sağ kesim tarafından hatırlanır. Böyle bir tutum olamaz. Egemenlik bizim içindir, birine karşı olmak için değil” dedi.

“BİZİM İKİ BAYRAĞIMIZ VAR”

Elli yıldır federasyon konusunun konuşulduğunu fakat bir sonuç elde edilemediğini söyleyen Denktaş, “Federasyon konusunda artık tartışılacak bir taraf kalmadı. Biz Türkiye ile sesimizi dünyaya duyuracağız. Bizim iki bayrağımız var. Biri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağı, diğeri Türk bayrağı. Bu sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı olduğu için değil, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi bayraklarından biri olduğu içindir. Bazı kesimler bunları bilmeden bir şeyler konuşuyor ama bilmiyorlar ki Türkiye’siz bir çözüm mümkün değildir. Biz aynı ecdadın torunlarıyız. Aynı dili konuşuyoruz. Türkiye ile birlikte hareket etmek suretiyle dünyaya derdimizi anlatabiliriz. Türkiye’siz bir şey olmayacağı çok açık ortadadır. Kıbrıslı milleti yoktur sözü doğrudur çünkü, Rumlarla hiçbir zaman müşterek tek bir hedefimiz ve hayalimiz olmadı olamaz” dedi. Denktaş, Türkiye ile ilişkilerimizi yanlış bulan kesimlerin hatayı Türkiye’de değil, bu ilişkileri yönetemeyen mevcut hükümetimizde araması gerektiğini söyledi.

“VATANDAŞIMIZ DERİN BİR EKONOMİK KRİZ İLE BOĞUŞUYOR”

Denktaş bugün katıldığı her iki yayında da vatandaşın hiç olmadığı kadar ciddi bir ekonomik krizle boğuştuğunu, zam üzerine zamlarla karşılaştığını belirtti; Denktaş, “Örneğin elektriğe yapılan yüzde 31’lik zammı gören vatandaş, 150 kişiyi gereksiz yere istihdam ettikleri için mi bu zammı yapıyorlar diye düşünür. Gelen tepkilerden dolayı zammı yüzde 15’e çektiğiniz zaman bu sefer de neye göre yüzde 31 dediniz, neye göre yüzde 15’e çektiniz diye düşünür. Elektrik kurumu derhal elektrik maliyetini ucuzlatmanın yollarını aramalı. Çünkü elektrik maliyetleri pek çok sektörde her şeyin fiyatının artmasına sebep oluyor” diye konuştu. Yabancıya toprak satışı ile ilgili görüşlerini de aktaran Denktaş, “Bu konuda direkt satış yerine uzun vadeli icar yoluna gidilmedi. Mülk devlette kalmalı ve uzun süreli kiralanmalı. Toplanan bu gelirlerden de bir fon oluşturularak, vatandaşımızın barınma ihtiyacı çözülmeli. Vatandaş bırakın ev almayı, kira ödeyemeyecek hale geldi. Hızlıca sosyal konut projeleri masaya yatırılmalı” dedi.

“İLK ÖZEL RADYO İLE DEMOKRATİK BİR ADIM ATTIK”

Denktaş Genç Tv’de Muazzez Gazihan’ın sorularını yanıtlarken aynı zamanda KKTC’nin ilk özel radyosu olan First Fm’in de 28. kuruluş yıldönümü kutlandı. Denktaş ilk özel radyo yayınına yasal izni veren, dönemin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak konu ile ilgili şu açıklamayı yaptı: “Ben demokrasi aşığı bir insanım. Çok sesliliğe inandım, karşıt fikirlerin dinlenip saygı duyulması gerektiğine inandım. Böyle bir düşünce ile yetiştim ve hala bu düşünceyi savunuyorum. 1996 yılında tek medya kuruluşu Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’ydu. Bu tek sesliliğe sebep oluyordu. Teşkilatlanma döneminde bu anlaşılır ve faydalı bir şey olabilir fakat artık bir cumhuriyet kurmuşsanız ve demokrasi istiyorsanız bu tek seslilik kabul edilemezdi. Bu nedenle ne yapılabilir diye düşündüğümde, özel televizyon kurmanın maliyetinden dolayı özel radyo kurulması gerektiğini düşünmüştüm. Televizyon yatırımına o tarihte girebilecek kimse olmadığını bildiğimden en azından radyo yayıncılığı ile bu tek sesliliği kırabiliriz diye düşündüm. Yasal zemini araştırdım ve bir engel olmadığını gördüm. Bir sohbet esnasında da Ertan Birinci’nin böyle bir yayıncılığa hazır olduğunu ve izin alamadığını öğrendim. Yasal çerçevede izni hazırlayıp imzaladım. Böylece demokrasimizi güçlendiren bu olayı gerçekleştirdik.”