Özersay açıklamasında AİHM’in ihlal kararı almış olmasına rağmen Taşınmaz Mal Komisyonu ile ilgili değerlendirmelerinin olumlu ve değerli olduğuna dikkat çekerek “TMK önündeki başvuru süreçlerindeki gecikmelerin giderilmesi için acilen tedbir alınması lazım. Bu konunun şakası yoktur, AİHM kararlarını hafife almak yerine en erken zamanda ciddiye almalıyız” ifadelerini kullandı. Özellikle Başsavcılık ve diğer devlet kurumlarından gelmesi gereken görüşlerde yaşanan idari gecikmelerin önlenmesi gerektiğine işaret eden Özersay “TMK mülkiyet bağlamında uluslararası hukukun içine girmemiz açısından önemli bir kazanımdır, bunu çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Bu aynı zamanda Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafına tutuklamalarla kurmaya çalıştığı baskının hiçbir mantığı olmadığının dünyaya anlatılması açısından da çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Halkın Partisi Genel Başkanı Özersay açıklamasında AİHM kararı konusunda şu değerlendirmelerde de bulundu:
“Avrupa İnsan hakları Mahkemesi K.V. Mediterranean Tours v. Türkiye kararını bugün açıkladı. Özetle:
1- Diğer Kıbrıslı Rum başvurucular için Taşınmaz Mal Komisyonu AİHM’e göre halen daha ETKİLİ BİR İÇ HUKUK YOLUdur ve Türkiye aleyhinde Strasbourg’da dava açmazdan önce KıbrıslıRumlar önce TMK yolunu tüketmek zorundadırlar.
2- Sadece bu başvuru (K.V. mediterranean) ÖZELİNDE TMK önünde 15 yıllık ciddi bir GECİKME olduğu AİHM’e göre için bir insan hakkı ihlali söz konusudur ve bundan ötürü Türkiye’nin tazminat ödemesine hükmedilmiştir. Bu 15 yılın bir bölümü başvuranın kendisinin TMK önündeki duruşmalara katılmamasıyla da bağlantılıdır ancak esasen KKTC kurumlarının (Başsavcılığın) uzun yıllar vermesi gereken görüşü vermemesi AİHM’in bu değerlendirmeyi yapmasına neden olmuştur. Ancak bu konuda ihlal kararı verilmiş olması TMK’nın tüketilmesi gereken etkili bir iç hukuk yolu olmasına engel teşkil etmemektedir.
3- Başvuranlar Maraş’ta yer alan tartışmalı taşınmaz mala ilişkin olarak Vakıflar İdaresinin TMK önündeki sürece ilgili taraf olarak dahil edilmesine karşı çıkmış ve bununla birlikte adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, Vakıfların dahil edilişiyle birlikte malını İADE ALMA ihtimalinin ortadan kalktığını iddia etmişti. AİHM Vakıfların sürece dahil edilmesinin kendiliğinden bir adil yargılama hakkı ihlali olmadığını, kaldı ki taşınmaz mal hakkı ihlalinin giderilmesinin YEGANE YOLUNUN İADE OLMADIĞINI da vurguladı. Yani Vakıfların sürece ilgili taraf olarak dahil edilmesi açısından AİHM BİR İHLAL BULGUSU YAPMAMIŞTIR.
4- Kıbrıslı Rum başvuranlar KKTC Yüksek İdare Mahkemesi’nin süreç içerisinde aldığı kararın ADİL OLAMAYACAĞINI çünkü yüksek mahkeme yargıçlarımızın bazılarının 1974 öncesi Kıbrıs Rum malı kullanıyor olduklarını ileri sürmüşlerdi. AİHM yargıçların başvuranlar özelinde taraflı bir yaklaşımlarına ya da düşmanlıklarına rastlanmadığını ama daha genel anlamda da 1974 tapu kayıtlarına göre Rum malıyla yargıçların ilişkisinin olmasının otomatik olarak bir menfaat çakışması durumu ortaya çıkarmayacağını vurguladı. AİHM esasen mallarıyla Yüksek İdare Mahkemesi yargıçlarının spesifik olarak bu başvuru sahiplerinin mallarıyla herhangi bir İLGİLERİNİN BULUNMADIĞINI da vurgulayarak (ki tüm taraflar bunu kabul etmişler) bu konuda da bir İHLAL BULGUSU YAPMAMIŞTIR.
İlk bakışta bu karar bize ne mesaj veriyor peki?
Evet bu kez de TMK Rum tarafının tüm girişimlerine rağmen bertaraf edilemedi ve halen daha geçerli ve çok önemli. Ancak eğer bu gecikmeleri önlemek, başvuru süreçlerini hızlandırmak için acil tedbir almazsak bir sonraki defa gerçekten başımız ağrıyabilir. Özellikle İçişleri Bakanlığı Tapu Dairesi, Başsavcılık ve benzeri kurumlarımız yasal zorunluluk olan görüşleri zamanında vermelidirler, bu noktalardaki gecikmeler önlenmelidir. Bu konularda değerlendirme yaparken AİHM TMK’ya yapılan başvuru sayısını, çözümlediği dosya sayısını ve ödenen tazminat miktarını da sürekli hatırlatmış ve dikkate almıştır. Bu saatten sonra TMK’ya daha düzenli ve etkili çalışan bir fon sistemiyle kaynak yaratılması adımı atılmasında büyük yarar vardır. Ama dediğim gibi öncelik idari gecikmeler nedeniyle yaşanan sıkıntıların aşılması çabalarına verilmeli.
Özersay: AİHM Kararını Hafife Değil Ciddiyetle Dikkate Almalıyız
Halkın Partisi Genel Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Kudret Özersay Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin KKTC’deki Kıbrıs Rum mallarına dair bugün açıklanan kararını değerlendirerek bütün olumsuzluklara ve özellikle gecikmelere rağmen mahkemenin Taşınmaz Mal Komisyonu’nun önemine ve gereğine işaret ettiğini, halen daha Kıbrıslı Rumların Strasbourg’a gitmezden önce tüketmek zorunda oldukları etkili bir iç hukuk yolu olduğunu vurguladığını söyledi.
Bunlar da ilginizi çekebilir