Güler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Toplumsal Direniş Bayramı ve Silahlı Kuvvetler Günü dolayısıyla Gazi Orduevi'nde düzenlenen resepsiyonda yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türkü'nün, maruz kaldığı baskı politikaları ve katliam girişimleri karşısında öz yurdunda azınlık olmayı kabul etmediğini, kimliğini ve haklarını korumak için kararlı bir mücadeleye yöneldiğini söyledi.
Türkiye'nin de bu haklı direnişte Kıbrıs Türkü'nün yanında olduğunu, Kıbrıs Barış Harekatı ile hem askeri hem de insani bir adım atarak bu mücadelede sonuç alınmasına öncülük ettiğini belirten Güler, harekat sayesinde adada 51 yıldır barış, istikrar ve güvenlik ortamının korunduğunu ifade etti.
Bazı çevrelerin, Türkiye'nin bölgedeki varlığını farklı biçimde yorumlama gayreti içerisinde olduğunu, bu tür manipülatif söylemlerin adadaki hakikati çarptırma girişiminden başka bir anlam taşımadığını dile getiren Güler, KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ile omuz omuza sürdürdükleri görevin, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de adada barış ve huzurun en önemli güvencesi olacağını vurguladı.
Bakan Güler, Türkiye'nin çok boyutlu süreçleri analiz ederek adada makul, sürdürülebilir, her iki halkın da haklarını muhafaza edecek kalıcı barışa ve çözüme ulaşılması için yıllardır yapıcı politika yürüttüğüne dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Ancak 60 yıldır çözüm masasına getirilen tüm önerileri reddeden Rumların, tek taraflı ve soydaşlarımızın eşit egemen varlığını inkarcı yaklaşımı, çözümün önündeki yegane engel oldu, olmaya da devam ediyor. Artık geçmişten süregelen ve miadı dolmuş söylemlerin bir kenara bırakılmasının zamanı gelmiştir. Her zaman ve her ortamda ifade ettiğimiz gibi Kıbrıs Türkleri'nin kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi dışındaki herhangi bir yaklaşım, bizim için kabul edilemez. Esasen Rum tarafının kendini adanın tek hakimi gibi gösterme çabalarına karşın, KKTC artık Türk Devletleri Teşkilatı'ndan İslam İşbirliği Teşkilatı'na kadar uluslararası platformlarda temsil edilmektedir. Tüm bu olumlu gelişmelerin sağlanabilmesi için Türkiye, KKTC'nin yanında güçlü bir şekilde durmaya devam ediyor ve her alanda da soydaşlarımızın haklı davasını kararlılıkla destekliyor."
Türkiye'nin, KKTC'nin daha güçlü, üretken ve müreffeh bir geleceğe kavuşması için somut adımlar attığını anlatan Güler, "Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, enerjiden tarıma, ulaşımdan sağlığa, turizmden eğitime kadar pek çok stratejik alanda hayata geçirilen projelerle KKTC'yi Doğu Akdeniz'in yükselen değeri haline getirmek için tüm imkanlarımızla çalışıyoruz. Bundan sonra da hem ülkemizin hem de KKTC'nin meşru hak ve çıkarlarını korumaya ve geliştirmeye kararlılıkla devam edeceğiz." diye konuştu.
- Gergin: "1 Ağustos, Türklüğün sonsuza dek Kıbrıs'ta kalıcılığının mührünün vurulduğu gün"
KKTC Ankara Askeri Ataşesi Piyade Kurmay Albay Mahmut Gergin ise Kıbrıs adasının 1 Ağustos 1571'de Osmanlı Devleti tarafından fethedilerek Türk yurdu haline getirildiğini hatırlatarak, adanın Osmanlı döneminde barış ve huzur içerisinde yönetildiğini anımsattı.
Adada Türklere yönelik mezalimlere değinen Gergin, Türkiye'nin 20 Temmuz 1974'te Ada'ya barış getirdiğini belirtti.
Gergin, "1 Ağustos, asil Türk milleti ve kadim Türk devletinin ayrılmaz asli bir parçası olarak Doğu Akdeniz'de vücut bulmuş kalesi KKTC'nin varoluş tarihinin sembolleşen, Türklüğün sonsuza dek Kıbrıs'ta kalıcılığının mührünün vurulduğu bir gündür, kutlu olsun." dedi.
Konuşmaların ardından yıl dönümü pastası kesildi. Resepsiyonda, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Bandosu konser verirken, piyanist Rüya Taner de sahne aldı. Ayrıca KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının tanıtım filmi izletildi.
Resepsiyona, Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı ile bazı ülkelerin Ankara büyükelçileri ve davetliler de katıldı.