Philenews'da yer alan habere göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Kuzey Kıbrıs’ta casusluk suçlamasıyla tutuklanan beş Kıbrıslı Rum hakkında verilen kararı "yasadışı, korsanca ve faşist" olarak niteledi.

Hristodulidis, kararın en büyük mağdurunun Kıbrıslı Türkler olacağını savundu.

"BU TUTUKLAMALAR, TATAR'IN KIBRISLI TÜRKLERLE İLGİLENMEDİĞİNİN BİR GÖSTERGESİDİR"

Derinya'da düzenlenen geleneksel "anti-işgal" etkinliğinde konuşan Hristodulidis, bu kararın Kıbrıslı Türklerin lehine olmadığını, aksine en fazla zararı onlara vereceğini belirterek, “Bu durum Bay Tatar’ın Kıbrıslı Türklerle ilgilenmediğinin bir göstergesidir” dedi.

"KUZEYE GEÇECEKSİNİZ İKİ KAT, ÜÇ KAT DAHA DİKKATLİ OLMALISINIZ"

Kıbrıslı Rumlara, kuzeydeki bölgelere geçmeleri gerekiyorsa "iki kat, üç kat dikkatli olmaları" çağrısında bulunan Hristodulidis, özellikle son dönemde yaşanan olayları “korsanca bir tutum” olarak değerlendirdi.

"BU TUTUKLAMALAR, KUZEYDEKİ TAZMİNAT KOMİTESİNİN ETKİLİ BİR İÇ HUKUK YOLU OLAMAYACAĞININ GÖSTERGESİDİR"

Güney Kıbrıs’ta çalışanların yüzde 36,5’i bin 500 Euro’nun altında maaş alıyor!
Güney Kıbrıs’ta çalışanların yüzde 36,5’i bin 500 Euro’nun altında maaş alıyor!
İçeriği Görüntüle

Gazetecilerin, yaşananların Rum Yönetimi’nin mal kaçakçılarına karşı başlattığı yasal süreçlere karşı bir misilleme olup olmadığını sorması üzerine Hristodulidis, “Birincisi, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak biz hiçbir zaman, 1974’ten bu yana, işgal altındaki bölgelere geçişi engellemedik. Engelleyen Türkiye ve işgal rejimidir. 2003 yılında kısıtlamaların kısmen kaldırılması kararı da işgal rejiminin kararıydı. Dolayısıyla, bu durum gaspçılarla ilgili alınan kararlarla bağlantılı değil. Aksine, işgal rejiminin bu tür eylemleri, işgal altındaki bölgelerdeki tazminat komitesinin iç hukuk yolu olarak işleyemeyeceğini kanıtlamaktadır. Yani sizin belirttiğiniz bağlantı söz konusu değildir” dedi.

Söz konusu kararların mal mülkiyetiyle ilgili davalarla ilgisinin olmadığını vurgulayan Hristodulidis, “Bu kararlar, kuzeydeki tazminat komitesinin etkili bir iç hukuk yolu olamayacağını bir kez daha göstermektedir” ifadelerini kullandı.