Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Uzun, Kıbrıs Postası TV’de yayımlanan ve Gökhan Altıner’in hazırlayıp sunduğu “Sabah Postası” programına konuk oldu.
Programda ilk olarak Uzun, Kıb-Tek’in sürekli sosyal medyada doğru ya da yanlış haberlerle hedef alınmasının kurumu yıprattığını belirterek, bunun bilinçli bir şekilde “devlet Kıb-Tek’i yönetemiyor” algısı yaratmak için yapıldığını ve özelleştirme zeminini hazırlamayı amaçladığını savundu.
"Sendika, iki kişinin daha fazla ücret alabilmesi için bütün ülkeyi kilitlemekle tehdit ediyor"
Geçtiğimiz günlerde El-Sen'in ertelenen grevine de değinen Uzun, yönetim olarak iki personelin görev yerinin değiştirilmesine El-Sen’in karşı çıktığını söyledi. “İki personelin yerini bile değiştiremiyorsak neden yönetimdeyiz?” diyen Uzun, bu düzenlemenin mesai saatlerini azalttığını ve dolayısıyla ihtisas ücretlerinde ciddi düşüş yaşandığını belirtti. Grevin esas nedeninin de bu olduğunu ifade eden Uzun, “Sendika, iki kişinin fazla ücret alabilmesi için bütün ülkeyi kilitlemekle tehdit ediyor. Yönetim kişilerden önce toplumun menfaatini düşünmek zorundadır” dedi.
"KIB-TEK'te 660 civarında personelin, maaş nitelikli harcamalarla birlikte aylık gideri 240 milyon TL"
Kıb-Tek’in mali yapısına da değinen Uzun, kurumda 660 personel bulunduğunu, asli maaşların toplamının aylık 88 milyon TL olmasına rağmen, sigorta, vergi, ek mesai ve diğer kalemlerle bu rakamın 240 milyon TL’ye çıktığını açıkladı. Uzun, önceki dönemlerdeki yönetim hataları nedeniyle kurumun mali yapısının karmaşık hale geldiğini söyledi.
"Teknecik'te görüntülere yansıyan gaz klor değildi; sendikanın basın toplantısı sırasında yayılan gaz zararsız azot gazıydı, hedef panik yaratmak ve grevi meşrulaştırmaktı"
Teknecik Santrali’ndeki klor gazı sorununa da değinen Uzun, 32 yıl önce santrale getirilen tehlikeli klor gazının hiçbir hükümet tarafından imha edilmediğini, ancak bu dönem başlatılan çalışmalarla 16 tüpten neredeyse tamamının temizlendiğini belirtti.
Basına yansıyan görüntülerde yukarıya doğru çıkan gazın klor değil, zararsız azot gazı olduğunu söyleyen Uzun, El-Sen’in basın toplantısı sırasında bir tüpün özellikle açıldığını ve bunun panik yaratmayı hedeflediğini iddia etti. Hastalanan bazı kişilerin durumunun da klor gazıyla ilgisi olmadığını, tıbbi raporların ortada olduğunu kaydetti.
32 yıllık klor sorununun ortadan kaldırıldığını ve bu süreçte 21 tonluk çamaşır suyu elde edildiğini belirten Uzun, “Tüpün kim tarafından açıldığını bilmiyorum ama birilerinin yaptığı kesin. Ben kimseyi suçlamıyorum” ifadelerini kullandı.