İş insanı Esin Esmen’in açıklaması şöyle:
Mehmet Şimşek’in Ekonomi Sunumu Üzerine Bir Değerlendirme: Vizyonun Gölgesinde KKTC Gerçeği
27 Mayıs 2025 tarihinde Sayın Mehmet Şimşek’in sunduğu ekonomi vizyonu, sadece Türkiye için değil, biz Kıbrıslı Türkler için de önemli bir dönüm noktasıydı. Güncel verilerle desteklenen bu sunum, stratejik hedefleri ve yapısal dönüşüm hedefleriyle umut verici bir tablo ortaya koydu. Ancak bu tabloyu KKTC gerçekliğiyle karşılaştırdığımda, içimde buruk bir farkındalık oluştu.
Sunumun merkezinde “güven” kavramı vardı. Umut, güven ve strateji bir araya geldiğinde, sermaye akar, üretim başlar ve istihdam artar. Aksi halde yatırım gelmez, kalkınma gerçekleşmez. Türkiye, son yıllarda izlediği politikalarla bunu net bir şekilde ortaya koydu. 120 stratejik ürün belirlenmiş ve bu ürünleri üretecek firmalara düşük faizli, iki yıl ödemesiz ve on yıl vadeli krediler sunulmuş. Bu, “Sana güveniyorum” demenin ekonomik karşılığıdır.
Türkiye’nin dijital altyapıdan yeşil dönüşüme, yapay zekâdan ihracat stratejisine uzanan veriye dayalı kalkınma rotası açıkça görülüyor. Sunumda sadece ekonomi değil, aynı zamanda jeopolitik stratejiler, ticaret koridorları, enerji vizyonları ve dış politikanın ekonomik boyutları da yer aldı. Bu, yalnızca bir kalkınma planı değil; bir devlet aklının devrede olduğunu gösteriyor.
Peki ya biz? KKTC’de hâlâ veriye dayalı karar alabilen, ölçebilen, planlayabilen bir kamu yapısı yok. Hangi sektör ne büyüklükte, kim ne üretiyor, ihracat potansiyelimiz ne kadar, bilmiyoruz. Ülkemizin öne çıkan iki sektörü var: Turizm ve yükseköğretim. Üstelik bu başarılar siyasetin değil, özel sektörün vizyonunun ürünü. Siyaset ise ne yazık ki hâlâ bu başarıların üstünde bir yük.
Bankacılık alanında, KKTC Bankalar Birliği’ne bağlı bankaların sağlam yapısını takdirle izliyorum. Ancak büyük yatırımları finanse edebilmek için artık daha cesur, daha kapsayıcı ve yüksek hacimli finansmanlara hazır hale gelmeleri gerekiyor. Merkez Bankası, bu noktada düzenleyici ve yol açıcı bir rol üstlenmeli. Bir iş insanı, 30 milyon dolarlık yatırım için beş ayrı bankayı değil, tek bir bankayı muhatap alabilmeli. Dünya bu esnekliği talep ediyor.
Bugün, sunumun gerçekleştiği Lefkoşa’daki salonu gezdim. Cumhurbaşkanlığı ve Meclis’in yer aldığı bu yeni alan, işçiliğiyle, planlamasıyla ve tasarımıyla son derece başarılı. Ben siyasetçinin kimliğine değil, ortaya koyduğu işe bakarım. Ve bugün orada, “vizyonla yapılan işin” ne demek olduğunu gördüm.
Sunumda beni etkileyen bir diğer başlık ise Sayın Şimşek’in PKK terörünün Türkiye ekonomisine etkisine dair yaptığı çarpıcı değerlendirmeydi. Terörün sadece güvenliği değil, kalkınmayı da nasıl engellediğini anlattı. Güneydoğu, terör olmasaydı bugün bir üretim merkezi olabilirdi. Bu sözler sadece Türkiye için değil, KKTC için de bir uyarıydı: Kutuplaşma, istikrarsızlık ve çıkar kavgalarının olduğu yerde kalkınma mümkün değildir.
Siyaset sadece seçim kazanmak için yapılmamalı. Siyaset, çocuklarımızın geleceğini kurmak için yapılmalı. Oysa KKTC’de siyaset, uzun süredir günü kurtarmaya, istihdama ve şikâyete odaklanıyor. Veri yok, ölçüm yok, analiz hiç yok.
Beni en çok üzen ise bu vizyonsuzluğun bedelini toplumun ödüyor olması. Eğer Kıbrıslı Türk genç girişimciler, Sayın Şimşek’in sunduğu desteklere ulaşabilseydi, bu adada neler başarılmazdı ki? Şirketimde her an ölçüm yapabiliyorum, analiz edebiliyorum. Devletin de aynısını yapması gerekiyor.
Bugün içimde iki duygu birden var: Gurur ve hüzün. Türkiye’nin ortaya koyduğu vizyondan gurur duydum. Ama KKTC’de bu vizyonun eksikliğinden derin bir hüzün yaşadım. Ben, Kıbrıslı Türk olmaktan her zaman onur duydum. Keşke bizi yönetenlerden de gurur duyabilsem.
Bu sunum, yalnızca bir ekonomi dersi değil; aynı zamanda bir aynaydı. Dilerim daha fazla insan o aynaya bakar ve gördükleriyle yüzleşir.v