“Benim Sesim, Benim Seçimim, Büyük Buluşma” etkinliği yoğun bir katılımla ve büyük bir coşkuyla bugün Paradise Park’ta gerçekleştirildi, yeni dönemin ilk adımlarından biri atıldı.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman’a destek veren coşkulu kalabalık, “Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman” sloganlarıyla Lefkoşa’yı inletti.
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler, TAM Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş başta olmak üzere birçok isim de buluşmada hazır bulundu. Birçok sendika başkanları, sivil toplum örgütü temsilciler, belediye başkanları ve milletvekilleri de Tufan Erhürman’a destek olmak için Büyük Buluşma’ya akın etti.
Yaptığı konuşmada coşkulu kalabalığa seslenen Tufan Erhürman, “Cumhurbaşkanı olmak için değil, yapılmayanı yapmak için geliyoruz” ifadelerini kullandı.
“BİZ VARIZ DEME ZAMANIDIR”
Yoğun bir katılımla gerçekleştirilen şölende konuşan Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, “Bize yakışan bize yaşatılan değil” ifadelerini kullandı.
Hep beraber, bu ülkenin çocukları için bir yola çıktıklarının altını çizen Erhürman, “Bu ülkeyi seven insanlarla bir yola çıkıyoruz dedik. “Gelin yol arkadaşı olalım” dedik, gittikçe çoğaldık. Gönülleri kazana kazana yürüyüroz” dedi.
Aylardır köy köy gezdiklerini anımsatan Erhürman, “Kıbrıs Türk halkının, bütün dünyanın duyacağı bir sözü olacak” dedi.
“Neneleri, dedeleri dinlediğiniz zaman tek bir cümlede buluştular: “Biz bunca yıllık mücadeleyi, esirlikleri, göçleri, kayıpları… Bütün bu var oluş mücadelesini, çocuklarımız ve torunlarımız bunları yaşasın diye mi verdik?” sorusunu memleketin her yerinde duyduklarına işaret eden Erhürman, Annelerin ve babaların ise çocuklarının göç edeceğinden korktuğunu vurguladı.
Tufan Erhürman, “Gençlerle, çocuklarımızla sohbet ediyoruz. “Büyüyünce ne olmak istiyorsun?” diye soruyoruz. Şimdi çocuklarımızın ağzından şu söz çıkar oldu: “Ben büyüyünce göç edeceğim” dedi ve bu ülkenin çocukları için yolda olduklarını vurguladı.
“Ben sizin sözünüz değilim; sizin sözünüz benim sözüm. Bu söz bizim sözümüz. Sözümüzü söyleme zamanıdır. Sesimizi çıkarma zamanıdır. Biz varız deme zamanıdır” diye konuşan Erhürman, uluslararası toplumun Kıbrıs Türk halkının sesini duyacağına dikkat çekti.
“CUMHURBAŞKANI OLMAK İÇİN DEĞİL YAPILMAYANI YAPMAK İÇİN GELECEĞİZ”
Erhürman, “Varız demenin, biz buradayız demenin zamanı; çocuklarımızın önünü açmanın zamanı şimdidir. Peki neden “Varız” lafını bu kadar çok kullanıyoruz? Çünkü beş senedir sesimiz duyulmaz oldu. Sözümüz anlaşılmaz oldu. İsmimiz bilinmez oldu. Varlığımız hatırlanmaz oldu. Bizi bu hallere düşürdüler. Bu hal, hal değildir. Bu halleri reddediyoruz. Sesimiz yeniden duyulacak, sözümüz yeniden anlaşılacak” dedi ve Kıbrıs Türk halkının unutulmayacağının altını çizdi.
Tufan Erhürman, “Cumhurbaşkanı olmak için değil yapılmayanı yapmak için geleceğiz” dedi. “Cumhurbaşkanı olmak önemli değil. Biz bu memlekette beş senedir yapılmayanı yapmak için geleceğiz. Cumhurbaşkanı olmak için değil, yapılmayanı yapmak için geleceğiz. Eğer beş yıldır bir şey yapılsaydı, bugün beş yıldır görevde olan arkadaş “Ben bu görevi sürdürmek istiyorum” derken anlatacak bir şeyi olurdu. Ama yok. Beş yıldır görünmez olduk” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının beş yılda görünmez kılındığının altını çizdi.
Daha önceki dört cumhurbaşkanı döneminde de Kıbrıs Türk halkının haklarının müzakere masasında arandığını vurgulayan Erhürman, “Dört dönemde de kapıların açıldığını gördük. Cumhurbaşkanlığının kapılarının sürekli çalındığını gördük. Uluslararası toplum Kıbrıs Türk halkının burada olduğunu gördü. Son beş yıl boş geçti” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ BEŞ YILA DAİR BİR VİZYONLARI DA YOK”
“Şimdi ne anlatılacak? Nasıl yok kılındığımız mı? Mülkiyet davalarının yeniden açılmasını mı anlatacaklar?” diye soran Erhürman, karma evliliklerden doğan çocuklarımızın vatandaşlık hakkının Hristodulidis tarafından çatır çatır ihlal edildiğini belirtti ve bunun karşısında da bir şey yapılmadığını kaydetti.
Tufan Erhürman, “Önümüzdeki beş yıla dair bir vizyonları da yok. Gece gündüz “Tufan Erhürman şöyle, böyle” diye videolar çektiriyorlar. Yalan yanlış şeyler söylüyorlar. Alfabeye kadar indiriyorlar meseleyi. Arkadaşlar, iş artık komediye dönüştü” dedi. “Biz bu ülkede yaşayan insanlar olarak espriyi çok severiz. Daha önceki dört Cumhurbaşkanımızın dördü de şakalaşmayı çok severdi. Ben de severim. Ama espri, şaka meselesiyle görevi icra ederken takınacağınız tavır arasında fark olması lazım. Başka ülkelerde var mı bilmem ama ben Cumhurbaşkanlığı seçimi için size vaat veriyorum: Size Cumhurbaşkanlığı makamında yeniden ciddiyet vaat ediyorum. Bu halkın haklarının korunması için o makamda ciddiyet vaat ediyorum. Kurumlarıyla, kendisiyle gurur duyacağımız bir makam vaat ediyorum” diyen Erhürman, hiç kimsenin bu halkın öz güvenini zedeleyemeyeceğini vurguladı. Erhürman sözlerine şu şekilde devam etti: “Yürümeye başladığımızda yalnız sandılar. Oysa biz gönülleri kazana kazana geldik. Burada güler yüzler görüyorum, tebessümler görüyorum. Sokakları gezerken insanlarımızdan şunu duydum: “Mutsusuz.” Mutsuzluk kötü bir şey… Ama aynı zamanda “umutsusuz” da dediler. Mutluluk da umut da yavaş yavaş yeşermeye başladı. Bir rüzgâr esiyor buralardan, bu rüzgâr büyüyecek, tufana dönüşecek; mutsuzluğu da umutsuzluğu da götürecek.”
“ÖZGÜVENİM; HALKIMIZ YETİŞMİŞ İNSANLARINDAN KAYNAKLANIYOR”
Özgüveninin, Erhürman’ın bilgisinden kaynaklanmadığını; halkın bilgisinden, yetişmiş insanlarından kaynaklandığını belirten Erhürman, “Hiç kimse dışarıda kalmayacak. Hep birlikte, liyakat esasına göre çalışacağız” dedi.
“Sağcı, solcu demeden “Biz de bu yolda yürüyoruz” diyenlere teşekkür ediyorum” diyen Erhürman, ortak bir noktanın bulunduğuna dikkat çekti.
Tufan Erhürman, “Bizim ortak bir noktamız var: Sevgi. Bunun da iki ayağı var: Bu yurda duyduğumuz sevgi ve çocuklarımıza duyduğumuz sevgi. İşte bizi aynı yolda buluşturan bu sevgidir. Bu yurda zarar verdiler, çocuklarımıza zarar verdiler. Biz de dikildik karşılarına. Bu yolu hep birlikte yürüyeceğiz. Bu yol, sevgi yoludur dedik” dedi.
Tufan Erhürman, “Benim doğum günü fotoğrafıma “like” attı diye Cumhurbaşkanlığından aranan insanlar var. “Siz niye o fotoğrafın altında like attınız?” diye soruluyor. Memleketin dört bir yanında bir doğum günü fotoğrafına atılan like’ın hesabı soruluyor. Ben size like atma özgürlüğü vaat ediyorum. Cumhurbaşkanlığı özgürlükleri kısıtlayan değil; özgürlüklerin, insan haklarının bekçisi olan bir makam olacak” dedi.
“Şaka yapıyoruz çünkü onlar şaka gibi… Ama işin çok ciddi boyutları var. Bu ada barut fıçısına döndürülüyor. Gazze’de çocukları katleden İsrail’e olanaklar tanınıyor. ABD’ye olanaklar tanınıyor. Biz bu adanın iki eşit kurucu ortağından biriyiz. Bu adanın iki eşit sahibinden biriyiz. Bizi kimse görmezden gelemez. Biz bu adada irademize başvurulmadan, güvenlik ve enerji konusunda karar alınmasını asla kabul etmeyiz” diyen Erhürman, dünyanın Kıbrıs Türk halkının sesini duyacağına dikkat çekti.
Erhürman şöyle devam etti:
“Bizim irademiz olmaksızın güvenlik konusunda anlaşma yapılamayacak. Hristodulidis çıkıp “Güneyden hidrokarbon çıktı, çözüm olursa Kıbrıslı Türkler de payını alır” diyecek… Hayır! Bu adanın her neresinde ne varsa bilecekler ki ben orada da ortağım. Bafta’da, Limasol’da, Larnaka’da da ortağım. Bunu kimse görmezden gelemez.”
“SÖZÜMÜZ VAR: KAZANACAĞIZ”
Karma evliliklerden doğan çocukların AB vatandaşlığı sorununa dikkat çeken Erhürman, “Buradan sözüm var: Hiçbir çocuğumuza ayrımcılık yapılmayacak. Hiçbir çocuğumuzun eşitlik hakkı, insan hakkı ihlal edilmeyecek. Bizim çocuklarımız arasında kimsenin ayrımcılık yapmaya hakkı yoktur” diye konuştu.
“Sayın Tatar’a bir şey söylemenin manası yok. Muhatabımız bellidir. Sayın Hristodulidis’e buradan söylüyorum: Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini pazarlık konusu yapacağını zannetmesin. 50 defa anlaştığımız konuları sıfırdan görüşeceğimizi sanmasın. Kıbrıs Türk tarafı çözüm isteyen taraf olduğunu defalarca ıspat etti” diyen Erhürman, Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesinin 20 Ekim’den sonra masada olacağının altını çizdi. Tufan Erhürman, “Hristodulidis samimiyse hazır olsun, değilse maskesinin düşmesine hazır olsun” dedi. “İnsanlarımızın önemli bir kısmı güneye geçemiyor. Bir kısmı Türkiye’ye gidemiyor. Bazıları dünyanın hiçbir yerine gidemiyor. Sarayönü’ne sıkıştırdınız, burayı açık hava hapishanesine çevirdiniz. Ama burası hapishane değil, özgürlüklerin ülkesi olacak, takipçisi de Cumhurbaşkanlığı olacak” diyen Erhürman, Cumhurbaşkanlığının Kıbrıs Türk halkının evi olacağına vurgu yaptı.
Tufan Erhürman, “Bu topraklara duyduğumuz sevgi ve çocuklarımıza duyduğumuz sevgi… Bir oğlum var, dört yaşında. İsmi Toprak. Bu memlekette yaşayan her çocuk, annesi babası nerede doğmuş olursa olsun, bu topraklarda yürüyen her çocuk benim çocuğumdur. Ben onları Toprak’ım kabul ediyorum. Ben toprağımdan, çocuklarımdan asla vazgeçmem. Bu sözüm, ahdım, yeminimdir. Halkımızla birlikte kazanacağız. Bu güzel ülkeyi hep birlikte yöneteceğiz. Cumhurbaşkanlığı bir kişinin ve etrafındaki beş-on kişinin sarayı, köşkü değil; Kıbrıs Türk halkının evi olacak. Son 20 günde ne yapmaya çalışacaklarını da biliyoruz. Onlar bölmeye çalışacaklar. Biz birleştireceğiz, bütünleştireceğiz. Birlikte yürüyeceğiz, birlikte kazanacağız. Bu güzel ülkeyi hep birlikte, çok güzel yöneteceğiz. Sözümüz var: Kazanacağız!” diye ekledi.