Türk ordsunun garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz’daki Barış Harekatı'yla Kıbrıs Türkü’ne yönelik saldırılara son vermek için adaya çıktığını hatırlatan Tatar, bu hedefe ancak 14 Ağustos’taki Kıbrıs Barış Harekatı’nın ikinci safhasıyla ulaşılabildiğini kaydetti.
Tatar, 25 Temmuz ve 13 Ağustos’taki Cenevre görüşmelerinde Rum ve Yunan tarafının uzlaşmaz tutumu ile tüm diplomatik çabaların tüketilmesinin ardından gerçekleşen İkinci Barış Harekatı’yla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKKTC) bugünkü sınırlarının çizildiğini belirtti.
KKTC’nin şehit mücahit ve mehmetciklerin emaneti olduğunu söyleyen Tatar, “Devletimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Tatar, şehitlerii ve ebediyete intikal eden gazileri rahmetle anarken, hayattaki gazilere de esenlikler diledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, EOKA’nın aynı tarihlerde savunmasız sivilleri hedef alarak Muratağa, Atlılar, Sandallar ve Taşkent katliamlarını gerçekleştirdiğini de hatırlattı.
Tatar, bu katliamların, Rumların Kıbrıs Türkü’nü savunmasız bulduğunda neler yapabileceğinin kanıtı olduğunu, çoluk-çocuk, yaşlı-kadın demeden onlarca Kıbrıs Türkü’nün toplu mezarlara gömüldüğünü kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, bazı aileleri tamamen yok eden, anne-babaları çocuksuz, çocukları öksüz ve yetim bırakan bu insanlık suçunun unutulmasının mümkün olmadığını vurguladı. Tatar, bu katliamların Türkiye’nin etkin garantörlüğünden neden vazgeçilmeyeceğinin en açık kanıtı olduğunu da bildirdi
Cumhurbaşkanı Tatar, “Muratağa, Sandallar, Atlılar ve Taşkent katliamlarının yıldönümünde, EOKA terör örgütü tarafından katledilen masum insanlarımızı büyük bir acı, rahmet ve özlemle anıyorum” dedi.