Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"UBP, DP ve YDP’nin başta Sayın Genel Başkanları olmak üzere her kademedeki üyelerinin desteğiyle büyüyen halkımızın şaşmaz sağduyusuna güvenerek yeniden aday oluyorum. Benim için mesele hiçbir zaman makam olmadı. Bir halkın kaderini belirleyen uzun mücadele yıllarının yüklediği tarihi sorumluluk, beni yeniden aday olmaya yönelten en büyük nedendir. Cumhurbaşkanlığına geldiğim günden beri tek kaygım, halkımızın geleceğini güvence altına almak oldu. Bu uğurda önemli adımlar attık: Federasyon zemininin tükendiğini uluslararası alanda kayda geçirttik, iki devlet vizyonunu dünya gündemine taşıdık, Anavatan Türkiye’nin tam desteğiyle devletimizi her alanda güçlendirdik. Kendi bayrağımız ve adımızla bugün beş yıl öncesinden çok daha fazla dünya ülkesiyle ilişki ve iletişim kurduk. Şimdi görevim, bu kazanımları kökleştirmek ve halkımızın geleceğini daha sağlam bir zemine taşımaktır. İşte bu nedenle beş yıl önce halkımızla birlikte başardık ve yine 19 Ekim’de halkımızla birlikte kazanacağız.

Halkımızı Karanlığa Sürükleyemezler

Kıbrıs Türk Halkı yarım asrı aşan bir deneyimin ardından artık şunu çok net gördü: Federasyon zemini bitmiştir. Crans Montana’da çöken masa aslında bu zeminin de son kullanma tarihi oldu. Federasyon modeli küflendi ve bizzat Rum tarafının ısrarı ve çabasıyla tarihin çöplüğüne atıldı. Göreve gelir gelmez kendime misyon edindiğim en önemli hedef, bu gerçeği dünya nezdinde kayda geçirmek oldu. BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi bunu raporlarına yazdı. Bu tarihi bir dönüm noktasıdır.

Hâlâ bazı çevreler ‘çözüm zeminini BM Güvenlik Konseyi belirler’ diyerek halkımızı yanıltmaya çalışıyor. Oysa çözüm zemini, tarafların rızasıyla oluşur. Biz Kıbrıs Türkleri, federasyon zemininden rızamızı resmen çektik. Adil ve kalıcı bir çözüm ancak egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün teyit edilmesiyle, iki devlet temelinde olabilir. 62 yıldır gasp edilen özden gelen haklarımız, Rumun rızasına, iknasına veya onayına bağlanamaz. Bu halkı bir kez daha karanlığa sürüklemeye kimsenin hakkı yoktur.

1 haftada 78 kaza, 1 ölü, 31 yaralı… 4 milyon TL’lik de zarar var
1 haftada 78 kaza, 1 ölü, 31 yaralı… 4 milyon TL’lik de zarar var
İçeriği Görüntüle

Öğretilmiş Çaresizliğe Asla Razı Olmayacağız

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın liderliğinde Anavatan Türkiye en üst düzeyde ve herkesin anlayabileceği netlikte 'Federasyon defteri bir daha açılmamak üzere kapanmıştır' dedi. Bu kadar açık söylenmesine rağmen CTP’nin adayınınbu ifadeyi duymamış yahut anlamaz numarası yapmasını gülümseyerek izliyoruz.

Federasyon modeli yarım asır boyunca denendi. Türk tarafı hep iyi niyetle masadaydı ama Rum tarafının değişmeyen zihniyeti nedeniyle her defasında sonuçsuz kaldı. Artık ölmüş bir modeli yeniden canlandırmaya çalışmak, sadece Rumun işine yarar. Çünkü Rum tarafı elde ettiği statüsünü sorgulanmadan kullanmaya devam ediyor. Biz ise izolasyonve ambargolarla yaşamaya mahkûm ediliyoruz. Buna vizyon denmez. Buna öğretilmiş çaresizlik denir. Rumun dikte ettiği koşullara razı olmak denir.

Daha da üzücüsü ve bir yandan da gülümseten tarafı ise Rumun oyun planına, mevcut statükoya razı olanların çözümü sanki ceplerinde hazır taşıyor görüntüsü vermeye çalışmaları. Bir kez daha hatırlatalım, madem bu işler bu kadar kolaydı Sayın Talat ve Sayın Akıncı onca desteğe ve rüzgâra rağmen neden Rumu razı edemediler? Bu sorunları çözecek formüller sizin cebinizdeyse neden çıkarıp vermediniz de bunca yıl beklettiniz. Onların vermediği ya da veremediği hangi ağır tavizleri vereceksiniz?

Bunlar gayrı ciddi ifadeler ve halkımızı kandırmaya yönelik kampanya taktikleridir. Hiç kuşkum yok ki sağduyulu halkımız kibri aklını aşmış bu kişilere gereken dersi 19 Ekim günü yani ilk turda verecektir.

Devlet İşleri Devam Ediyor

Bugün resmi adaylık başvurumu yapıyorum. Ama görevlerim seçimle sınırlı değil. Devlet işleri devam ediyor. 15 Eylül’de BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Sayın Holguin’i kabul edeceğim. Ay sonuna doğru New York’a gideceğim, BM Genel Sekreteri Sayın Guterres ile görüşeceğim. 27 Eylül’de ise yine BM Genel Sekreteri’nin ev sahipliğinde Rum liderin de katılacağı üçlü toplantıda yer alacağım.Halkımızın sesini ve adaletsizlikten doğan itirazını her platformda dile getirmeye devam edeceğim.

Koltuk İçin Değil Halkımızın Geleceği için Adayız

Şunu bir kez daha söylemek isterim: Benim adaylığım makam için değildir. Bu adaylık, halkımızın varoluş mücadelesine, egemen eşitliğimize, devletimizin kalıcılığına sahip çıkma iradesinin devamıdır. Bu halkın yarım asrı aşan mücadelesi, artık yeni bir yol açmıştır. Bu yol, bizi belirsizliğe değil güvenceye, içi boş hayali çözümlere değil tarihi bir mücadeleyle kurduğumuz devletimizin Kıbrıs Türk Halkının hak ettiği geleceğine taşımaktadır. Ben, sizlerle birlikte bu yolu yürümeye hazırım.

Çünkü bu dava makam için değil, vatan içindir. Bu dava koltuk için değil halkımız içindir. Ve bu davanın hedefi, Kıbrıs Türk Halkının özgür, eşit ve onurlu geleceğidir. İşte bu nedenle yeniden adayım."