Yine elmalar ve armutlar birbirine karıştı.. Yoksa karıştırıldı mı?
Soruyu en başta sorup, en sonra da yanıtı kendi bakış açımıza göre verelim…
Başörtüsü tartışmasında Kıbrıs Türklerinin geneli bir tavır ortaya koydu, ortaya çıkan tüzüğe karşı çıktı. Destekler ya da desteklemesiniz ama bu görüş sendikaları da aşan bir talep haline geldi. Ancak bunu talep eden Kıbrıs Türklerinin yüzde 90’ından fazlası birilerinin gidip “TC elçisi go home” şeklindeki pankarta destek vermedi, vermez… Çünkü bunun provokasyon amaçlı olduğunu bilir.
Bu pankartı açanlar ne kadar yanlış yapıyorsa, “Beğenmiyorsanız Rum tarafına gidin” diyenler de ayni oranda yanlış yapıyorlar. Çünkü Kıbrıs Türkü her iki görüşü de benimsemez, ama hassasiyetini de demokratik bir şekilde ortaya koyar.
Tüm bu kargaşanın içerisinde Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük emekler ve paralar harcayarak TEKNOFEST gibi muhteşem bir organizasyonu KKTC’de yapmış olmasına gelelim… Bu muhteşem organizasyon için katkı koyan herkese elbette teşekkür etmeliyiz. Ama bilimi boykot eden aydınlar(!) bile gördük…
Ve hatta normal şartlarda ilk teşekkür eden kesim gerçek anlamda öğrencilerin geleceğini yoğurmakla görevli öğretmen sendikaları olması gerekirdi. Ama sendika yöneticileri teşekkürü bir kenara bırakın, öğrencilerin bu bilim şenliğine gitmemesi için elinden geleni yaptı!..
İşte tam olarak elmalarla armutların birbirine nasıl karıştırıldığının göstergesi… Üzücü…
Duyarlı okul yöneticileri ve öğretmenler, dünyanın en büyük uzay ve bilim şenliği olan TEKNOFEST’e öğrencileri götürebilmek için seferber oldu ve bir kısmı bunu başardı. Bir veli olarak onlara teşekkür ederken, öğrencilerini bilimden uzaklaştıranları ise kendi adıma Allaha havale ederim! Çünkü TEKNOFEST’i sadece savaş aletlerinin bir sergisi gibi sunmaya çalışan provokatif düşüncelere yenilmeyip, çocukların belki de hayatını değiştirecek bu festivali gezmelerini sağladılar.
Burada çocuklar için bilimsel üretim modelleri, oyunlarla öğretilen teknolojiler, gençler için yapay zeka örnekleri ve elbette tüm teknolojilerin hayat bulmasına neden olan savunma sanayide Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin aldığı önemli yolun yansımaları vardı.
Gidemeyen çocuklarımız olmuş, gerçekten onların adına çok üzgünüm!.. Çünkü insanoğlu bu gördüklerinden sadece gurur duyabilir!.. Hele de kendi öğrencilerimizin buluşlarıyla çalışmalarıyla burada olmaları, ayrı bir övünç kaynağımız oldu.
***
Tüm bu kafa karıştırma gayretleri içerisinde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ülkemize geliyor ve Anadolu insanının alın teriyle Kıbrıs Türkü’ne armağan edilen Cumhuriyet yerleşkesindeki Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Binası açılıyor.
Yine bir teşekkür etmek yerine nasıl olur da “bu yapıları itibarsızlaştırırız” yarışına girişiliyor… Gerçekten üzücü… Açılışı da, yeni Meclis binasını da eleştirmek için canını yiyenler oldu!.. Oysa bu binalar devletin simgesi, halka hizmetin de mekanı durumunda…
Özetle demem o ki; aslında elmalarla, armutlar özellikle bile isteye, bir yerlere hizmet etme adına karıştırılıyor. Ama görebildiğim kadarıyla toplumun çok önemli bir bölümü bu ‘ince işlere’ pek pabuç bırakmıyor… Önemli olan da sanırım budur…