Barış ve Özgürlük Bayramı’nın anlamına uygun şekilde kutlandığını belirten Üstel, “Bizler, geçmişe takılıp kalmadan, geleceğe yapıcı ve gerçekçi bir bakışla yürümek istiyoruz” dedi. Türkiye ile birlikte yürütülen iki devletli çözüm modelinin en gerçekçi seçenek olduğunu dile getiren Başbakan, buna rağmen adada iyi komşuluk ilişkilerinin de hedeflendiğini ifade etti.
"Rum Gençliği Zehirleniyor"
Barış Harekâtı’nın yıl dönümünde bazı sınır ve geçiş kapılarında yaşanan gerginliklere dikkat çeken Üstel, bu eylemlerin büyük kısmının savaş yaşamamış Rum gençleri tarafından gerçekleştirildiğini belirtti. “Yeni nesil Rum gençlerinin Türk düşmanlığıyla yetiştirilmesi, adadaki barış için büyük bir tehdittir. Rum gençler, okullarda insani değerlerden uzak bir anlayışla adeta zehirleniyor,” diye konuştu.
Rum liderliğinin her fırsatta müzakerelere hazır olduğunu ifade ettiğini ancak güven artırıcı önlemlerin samimiyetle uygulanması gerektiğini kaydeden Üstel, “Eğer gerçekten güven inşa edilmek isteniyorsa, önce Rum eğitim sisteminde Türk düşmanlığından vazgeçilmelidir” dedi.
“Bizim Okullarımızda Düşmanlık Aşılanmaz”
KKTC’de eğitimin barış temelli olduğunu söyleyen Başbakan, “Çocuklarımızı düşmanlık duygularıyla yetiştirmiyoruz. Barışçıl bir anlayışla hareket ediyoruz. Yabancı gözlemciler de Kıbrıslı Türklerin Rumlara göre daha barışçıl bir halk olduğunu sıkça dile getiriyor” dedi.
Rum yönetimini kilisenin eğitim üzerindeki etkisini azaltarak, barışçıl ve evrensel değerlere dayalı bir müfredat benimsemeye çağıran Üstel, “Unutulmamalıdır ki barış, tüm insanlık için bir güvencedir,” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin Garantörlüğü Varlığımız İçin Hayati”
Başbakan Üstel açıklamasında ayrıca, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün Kıbrıs Türk halkı için taşıdığı önemi vurguladı. “Türkiye her alanda yanımızda olmaya devam ediyor. Bugün Orta Doğu’da yaşananlara, özellikle Filistin halkının maruz kaldıklarına baktığımızda, Türkiye’nin desteğinin ne denli kıymetli olduğunu daha iyi anlıyoruz,” dedi.