Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Sekreteri Erkut Şahali’nin eleştirilerine sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile yanıt verdi.

İşte o açıklama:

"Bugün bir TV Kanalında Annan Planı çerçevesinde, aranan kriterlere uyumayıp kota dışı kalan ve kurulacak olan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını alamayacak olan kişilerin Türkiyeye dönmeleri teşvik edileceğini, Bunun için 4 kişilik bir aileye ödenmesi öngörülen meblağın 10.000 Avro olduğunu ifade etmiştim...

(Hatırladığım kadarı ile bu konu Annan Planının 6. Maddesinde geçiyordu)

Erkut Şahali de bunun doğru olmadığını ve benim Annan Planını okumadığımı iddia etti.

O dönemde, Annan Planına en başından beri karşı çıkan ve bu meyanda sayısını hatırlamadığım kadar TV programına katılan, hatta Akdeniz TV de özel programlar yapmış birisi idim.

Bu Planı okumadan tartıştığımı söylemek o zamanki Annanistlerin bizlere yönelttiği suçlamalardan birisi idi. Annanistlere göre, kendilerinden farklı düşünen herkes, Annan Planı cahili idi...

Sayın Erkut Şahali konuyu hatırlamayabilir. Sayın 2. Cumhurbaşkanı Talat'dan bu konunun detaylarını öğrenmesini tavsiye ederim.Yine de kamuoyunun hatırlaması açısından konuyu açayım.

Annan Planının en netametli konularının başında Vatandaşlık meselesi geliyordu. Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olabilmek için kriterler belirlenmişti. Bu kriterlere uymayan kişiler vatandaş olamayacak ve onların Türkiyeye dönüşleri özendirilecekti...

Buna göre;

1. Kimler Vatandaş Olacaktı?

Annan Planı'na göre:

1974’ten önce Kıbrıs’a yerleşmiş ve halen kuzeyde yaşayan Türkler otomatik olarak Birleşik Kıbrıs vatandaşlığı alacaktı.

1974’ten sonra gelenler (Türkiye’den göç edenler) için kota uygulanacaktı. BM gözetiminde oluşturulacak bir Vatandaşlık Komisyonu, hangi kişilerin kalıcı ikamet ve vatandaşlık hakkı kazanacağını belirleyecekti.

Bu komisyon:

“Kökleşmiş nüfus” kavramını esas alacaktı.

Kriterler arasında uzun süreli ikamet, KKTC vatandaşı olmak, aile birliği, çocukların burada doğmuş olması, topluma entegrasyon gibi ölçütler vardı.

Kotayı aşan kişilere kalıcı oturma izni veya vatandaşlık hakkı tanınmayacak, bu kişiler, belli bir süre içinde adadan ayrılmak zorunda kalacaktı.

2. Türkiye’ye Dönüşü Teşvik Mekanizması için plan yapılacak, “fazla nüfus” sayılan kişilerin Türkiye’ye gönüllü olarak dönmesini özendirici önlemlerle teşvik edilecekti.

Maddi Teşvikler:

Meclis Başkanı Öztürkler, YÖDAK Başkanı Hocanın ve YÖKAK Başkanı Kocabıçak’ı kabul etti
Meclis Başkanı Öztürkler, YÖDAK Başkanı Hocanın ve YÖKAK Başkanı Kocabıçak’ı kabul etti
İçeriği Görüntüle

Türkiyeye dönmesi söz konusu olan kişilerin taşınma masrafları ve nakliye giderleri karşılanacaktı.

Evini/işini kaybedenlere tazminat ödenecekti (uluslararası fondan).

Geçiş Süresi:

Dönüşler hemen değil, birkaç yıl sürecek bir takvimle kademeli yapılacaktı.

Sosyal Haklar:

Dönene kadar sağlık, eğitim, barınma gibi temel haklara erişim sağlanacaktı.

Bu geri dönüş Türkiye ile Koordinasyon içinde yapılacaktı.

Türkiye, geri dönenlere iskân, iş imkânı ve sosyal uyum desteği sağlayacaktı (bu planın Türkiye’ye mali yük getireceği için Ankara’da en çok tartışılan konulardan biriydi).

BM, Türkiyeye gönderilecek olan kişilerin zorla toplu sınır dışı görüntüsü oluşturmadan, uluslararası hukuka uygun bir “gönüllü dönüş” mekanizması oluşturmaya çalışıyordu.

Bu nedenle planın dilinde “özendirme”, “teşvik”, “yardım” kavramları kullanılmıştı.

Soz söz; Sevgili Erkut, bize göre Annan Planı ve onun kurmaya çalıştığı Federasyon fikri ölmüştür. O dönemde de aylarca kör dövüşü gibi bu Planı tartıştık. Kardeşin kardeşe düşman olduğu hatırlamak istemediğim bir dönemdi o dönem.

Bu sebepten dolayı Annan Planını yeniden tartışma niyetim yok. Başka konuları tartışalım istersen..."