Paylaşımında, geçmişte Güzelyurtlu ailesine yönelik Güney Kıbrıs’ta işlenen cinayeti hatırlatan Arıklı, ailenin hayatta kalan ferdi Mehmet Güzelyurtlu’nun yaşadığı durumu örnek gösterdi. Mehmet Güzelyurtlu’nun yıllarca tehdit altında yaşadığını, polis korumasının yetersiz kaldığını ve ruhsatlı silah talebinin reddedildiğini ifade eden Arıklı, şu ifadeleri kullandı:
“Genç Mehmet çaresiz ruhsatsız bir silah edinmişti kendini korumak için. Bir gece evinin önünde silahlı saldırıya uğradı. Ruhsatsız silahına sarılıp karşılık verdi, elinden yaralandı. Saldırganlar kaçtı ama polis gelip onu tutukladı.”
Bakan Arıklı, olay sonrasında Mehmet Güzelyurtlu’nun “ruhsatsız silah taşımak ve meskûn yerde ateş etmek” suçlamalarıyla yargılandığını hatırlatarak, devletin kendisini koruyamayan bir vatandaşı suçlu durumuna düşürdüğünü ifade etti.
“Ruhsatlı silahlar suçu değil, savunmayı temsil eder”
Açıklamasında, ruhsatlı silahların suç işlemek amacıyla değil, savunma ihtiyacı doğrultusunda kullanıldığını vurgulayan Arıklı, şunları söyledi:
“Suç işleyenler ruhsatlı silah kullanmaz. Çünkü bu silahların balistik kaydı polisin elindedir. Ruhsatlı silah, ruhsatsız silaha karşı kendini korumak isteyenler içindir. Dünyanın her yerinde bu böyledir.”